Porno yasağı:
Kuzey vilayeti Uttarakhand’daki bir grup erkeğin cep telefonlarından
izledikleri bir videodan etkilendikleri iddiasıyla bir kız çocuğuna toplu
tecavüz etmesi savcılığı harekete geçirmişti.
Uttarakhand'daki bir mahkeme, Yüksek Mahkemenin cinsel şiddet içeren
videoların bulunduğu İnternet sitelerine 2015'te getirdiği yasağın yeniden
yürürlüğe girmesi talebinde bulundu.
Ülke genelindeki protestolar nedeniyle yasak yeniden getirildi.
Ama bu yasak, şiddet ve taciz içeren yalnızca 800 İnternet sitesi için
geçerli ve çok etkili olduğu söylenemez.
İnternet sitelerine yasak getirilmesinden yalnızca birkaç gün sonra en
büyük porno sitelerinden biri farklı bir URL ile Hindistan'daki pazarına 'yeni
bir ayna site' kurup içeriğini yayınlamaya devam etti.
Peki, çözüm gerçekten pornoya yasak getirmekte mi?
Birçok kişi, şiddet içeren bu kadın düşmanı videolarına duyulan merak ve
ilginin cinsel eğitim eksikliğinden kaynaklandığına inanıyor.
Cinsel ilişkinin ne olduğu, kadın erkek arasındaki ilişkinin ve romantizmin
ne olduğu konusunda derin ve kapsamlı bir anlayış yok.
Yeterli eğitim yok
Hükümet 2009'da başlattığı 'Ergenlik Çağı Programıyla bir adım atmıştı
aslında. Program ergenlik dönemindeki değişiklikler, cinsiyet, seks, cinsellik,
cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve uyuşturucu madde bağımlılığına karşı farkın dalık yaratmayı amaçlıyordu.
Ama programın uygulanmasında zorluk yaşanıyor. Örneğin Cehanabad'da
yalnızca kız çocuklarının gittiği bir okulun müdürü programdan habersiz.
Güney şehri Hyderabad'da cinsel şiddet ve insan kaçakçılığıyla mücadele
için kurulan Prajwala adlı kuruluşun başkanı Sunita Krishnan’ın bu tip
videoların, eski kuşaklar arasında yaygın olan 'kadının tercinin önemi ve vasfı
olmadığı' inancını yeniden güçlendirdiğini söylüyor.
Bu videolar, kendisi de tecavüz mağduru olan Krishnan'ın da eline geçiyor,
o da ne kadar hızlı yayıldıklarını inceliyor. Aslında 2015'te Yüksek Mahkemenin porno sitelerine getirdiği yasak da Krishnan'ın çabalarının sonucu.
Her ne kadar bu videoların bazılarının yasaklanmasını sağlamış olsa da bu
görüntüleri internetten tamamen silmenin neredeyse imkânsız olduğunu söylüyor.
Bi hâr vilayetinin 40 milletvekili arasındaki üç kadın millet vekilinden biri olan Ranjeet Ranjan bu videolarla ilgili yeterince kaygı duyulmamasının da
endişe verici olduğu görüşünde:
"Kimsenin gerçekten umurunda değil. Eğer bu kadınlara biraz saygıları
olsaydı, videoları paylaşmak yerine polise giderlerdi."
Ranjan bu videoları üretmenin de 'bir yarışa döndüğü' kaygısı taşıyor:
"Bunlar dolaşmaya devam ederse ve yeterli cinsel eğitim sistemi
oluşturulmazsa, kadının bir obje, bir eğlence unsuru olarak görülmesi gerektiği
anlayışı devam edecek."
22 Nisan 2019'da
İstanbul'da Metro büste yaşanan bir cinsel saldırı vakası, kamuoyuna mağdur
kadının cep telefonuyla çektiği videoyla yansımıştı. Davanın ilk duruşması,
bugün Küçükçekmece Adliyesinde görülüyor. Davacı o gün Metro büste ve şikâyet
sürecinde yaşadıklarını, neden video çektiğini ve sonrasında gelen tepkileri
BBC Türkçe ‘ye anlattı.
Bu davadan yola
çıkarak, İstanbul toplu taşıma araçlarında yaşanan cinsel saldırı ve cinsel
taciz vak'alarının nasıl ele alındığını araştırdık.
Konuya dair bazı
rakamsal veriler, sadece 2015 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
öğrencilerinin yaptığı bir araştırmada yer alıyor.
"İstanbul'da
Kamu Ulaşım Araçlarında Gerçekleşen Kadına Yönelik Cinsel Şiddetin Varlığı, Yoğunluğu
ve Psikolojik Etkileri" adlı araştırma, Prof. Dr. Oğuz Polat öncülüğünde
Sinem HANÖZÜ liderliğinde, Sinem Mollahasanoğlu, Eyüpcan Esen, Emine Şimşek,
Damla Boztaş, Ayşe Doğan ve Halime BAŞKAL tarafından yazılmış.
1344 kadınla
kamu ulaşım araçlarında yüz yüze görüşerek ve anket formu kullanılarak elde
edilen sonuçlar, kadınların toplu taşıma araçlarında yaşanan cinsel şiddet
olaylarına nasıl baktıklarına dair bilgiler içeriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder