3 Ağustos 2019 Cumartesi

PORNO YASAĞI NASIL OLABİLİR?


Porno yasağı:
Kuzey vilayeti Uttarakhand’daki bir grup erkeğin cep telefonlarından izledikleri bir videodan etkilendikleri iddiasıyla bir kız çocuğuna toplu tecavüz etmesi savcılığı harekete geçirmişti.
Uttarakhand'daki bir mahkeme, Yüksek Mahkemenin cinsel şiddet içeren videoların bulunduğu İnternet sitelerine 2015'te getirdiği yasağın yeniden yürürlüğe girmesi talebinde bulundu.
Ülke genelindeki protestolar nedeniyle yasak yeniden getirildi.
Ama bu yasak, şiddet ve taciz içeren yalnızca 800 İnternet sitesi için geçerli ve çok etkili olduğu söylenemez.
İnternet sitelerine yasak getirilmesinden yalnızca birkaç gün sonra en büyük porno sitelerinden biri farklı bir URL ile Hindistan'daki pazarına 'yeni bir ayna site' kurup içeriğini yayınlamaya devam etti.
Peki, çözüm gerçekten pornoya yasak getirmekte mi?
Birçok kişi, şiddet içeren bu kadın düşmanı videolarına duyulan merak ve ilginin cinsel eğitim eksikliğinden kaynaklandığına inanıyor.
Cinsel ilişkinin ne olduğu, kadın erkek arasındaki ilişkinin ve romantizmin ne olduğu konusunda derin ve kapsamlı bir anlayış yok.
Yeterli eğitim yok
Hükümet 2009'da başlattığı 'Ergenlik Çağı Programıyla bir adım atmıştı aslında. Program ergenlik dönemindeki değişiklikler, cinsiyet, seks, cinsellik, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve uyuşturucu madde bağımlılığına karşı farkın dalık yaratmayı amaçlıyordu.
Ama programın uygulanmasında zorluk yaşanıyor. Örneğin Cehanabad'da yalnızca kız çocuklarının gittiği bir okulun müdürü programdan habersiz.
Güney şehri Hyderabad'da cinsel şiddet ve insan kaçakçılığıyla mücadele için kurulan Prajwala adlı kuruluşun başkanı Sunita Krishnan’ın bu tip videoların, eski kuşaklar arasında yaygın olan 'kadının tercinin önemi ve vasfı olmadığı' inancını yeniden güçlendirdiğini söylüyor.
Bu videolar, kendisi de tecavüz mağduru olan Krishnan'ın da eline geçiyor, o da ne kadar hızlı yayıldıklarını inceliyor. Aslında 2015'te Yüksek Mahkemenin porno sitelerine getirdiği yasak da Krishnan'ın çabalarının sonucu.
Her ne kadar bu videoların bazılarının yasaklanmasını sağlamış olsa da bu görüntüleri internetten tamamen silmenin neredeyse imkânsız olduğunu söylüyor.
Bi hâr vilayetinin 40 milletvekili arasındaki üç kadın millet vekilinden biri olan Ranjeet Ranjan bu videolarla ilgili yeterince kaygı duyulmamasının da endişe verici olduğu görüşünde:
"Kimsenin gerçekten umurunda değil. Eğer bu kadınlara biraz saygıları olsaydı, videoları paylaşmak yerine polise giderlerdi."
Ranjan bu videoları üretmenin de 'bir yarışa döndüğü' kaygısı taşıyor:
"Bunlar dolaşmaya devam ederse ve yeterli cinsel eğitim sistemi oluşturulmazsa, kadının bir obje, bir eğlence unsuru olarak görülmesi gerektiği anlayışı devam edecek."
22 Nisan 2019'da İstanbul'da Metro büste yaşanan bir cinsel saldırı vakası, kamuoyuna mağdur kadının cep telefonuyla çektiği videoyla yansımıştı. Davanın ilk duruşması, bugün Küçükçekmece Adliyesinde görülüyor. Davacı o gün Metro büste ve şikâyet sürecinde yaşadıklarını, neden video çektiğini ve sonrasında gelen tepkileri BBC Türkçe ‘ye anlattı.
Bu davadan yola çıkarak, İstanbul toplu taşıma araçlarında yaşanan cinsel saldırı ve cinsel taciz vak'alarının nasıl ele alındığını araştırdık.
Konuya dair bazı rakamsal veriler, sadece 2015 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin yaptığı bir araştırmada yer alıyor.
"İstanbul'da Kamu Ulaşım Araçlarında Gerçekleşen Kadına Yönelik Cinsel Şiddetin Varlığı, Yoğunluğu ve Psikolojik Etkileri" adlı araştırma, Prof. Dr. Oğuz Polat öncülüğünde Sinem HANÖZÜ liderliğinde, Sinem Mollahasanoğlu, Eyüpcan Esen, Emine Şimşek, Damla Boztaş, Ayşe Doğan ve Halime BAŞKAL tarafından yazılmış.
1344 kadınla kamu ulaşım araçlarında yüz yüze görüşerek ve anket formu kullanılarak elde edilen sonuçlar, kadınların toplu taşıma araçlarında yaşanan cinsel şiddet olaylarına nasıl baktıklarına dair bilgiler içeriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder