YORDU YALNIZLIK/2018.10.29/09:34:48-336--YORDU YALNIZLIK
1-Engel oldu bana, yüce dağ gibi
Hüsrâna bir tuzak kurdu yalnızlık
İçimi kapladı, sanki ağ gibi
Hicrâna bir tokat vurdu yalnızlık
2-Özlem duyar, gönül koyar adına
Vâsıl olmak, mümkün değil tadına
Zaman zaman, cânan gelse yâdına
Nice hayâl, düşler yordu yalnızlık
3-Yalnızsan eğer ki arayan çoktur
Şu fâni dünyada dostların yoktur
Her birinin sözü zehirli oktur
Evvel de âhir de vardı yalnızlık
4-Sokaklar sığınak, arkadaş ona
İşte adım adım yaklaştı sona
Belki de kırılır; küsersin bana
Çözülmez bilmece, sırdı yalnızlık…
Cahit KIROĞLU
UŞŞAK Şarkı
Usûlü: YÜRÜK SEMÂİ-SOFYAN
Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Udî-
Söz: Cahit KIROĞLU
Şiirin yazım târihi: 06 MART 2018-SALI
Beste târihi: 18 MART 2018-PAZAR-ÇUKUROVA
MİDİ ÖZELLİĞİ: Bolaheng-Piyano (pes)-Viyolonsel (pes)-Kudüm-Sesi ve uduyla bilgisayara eşlik eden: Emin DEĞİRMENCİ
VİDEOYU, GÜLAT-Emin DEĞİRMENCİ-Udi kanalında izleyebilirsiniz.
29 Ekim 2018 Pazartesi
ÇÖZÜLMEZ BİLMECE/2018.10.29/09:26:33-976
ÇÖZÜLMEZ BİLMECE/2018.10.29/09:26:33-976--ÇÖZÜLMEZ BİLMECE
1-Engel oldu bana, yüce dağ gibi
Hüsrâna bir tuzak kurdu yalnızlık
İçimi kapladı, sanki ağ gibi
Hicrâna bir tokat vurdu yalnızlık
2-Özlem duyar, gönül koyar adına
Vâsıl olmak, mümkün değil tadına
Zaman zaman, cânan gelse yâdına
Nice hayâl, düşler yordu yalnızlık
3-Yalnızsan eğer ki arayan çoktur
Şu fâni dünyada dostların yoktur
Her birinin sözü zehirli oktur
Evvel de âhir de vardı yalnızlık
4-Sokaklar sığınak, arkadaş ona
İşte adım adım yaklaştı sona
Belki de kırılır; küsersin bana
Çözülmez bilmece, sırdı yalnızlık…
Cahit KIROĞLU
UŞŞAK Şarkı
Usûlü: YÜRÜK SEMÂİ-SOFYAN
Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Udî-
Söz: Cahit KIROĞLU
Şiirin yazım târihi: 06 MART 2018-SALI
Beste târihi: 18 MART 2018-PAZAR-ÇUKUROVA
Midi özelliği: Kız Neyi-Arp-Tenor Saksafon (pes)-Kudüm-Sesi ve uduyla bilgisayara eşlik eden Emin DEĞİRMENCİ
VİDEOYU, GÜLAT-Emin DEĞİRMENCİ-Udi kanalında izleyebilirsiniz.
1-Engel oldu bana, yüce dağ gibi
Hüsrâna bir tuzak kurdu yalnızlık
İçimi kapladı, sanki ağ gibi
Hicrâna bir tokat vurdu yalnızlık
2-Özlem duyar, gönül koyar adına
Vâsıl olmak, mümkün değil tadına
Zaman zaman, cânan gelse yâdına
Nice hayâl, düşler yordu yalnızlık
3-Yalnızsan eğer ki arayan çoktur
Şu fâni dünyada dostların yoktur
Her birinin sözü zehirli oktur
Evvel de âhir de vardı yalnızlık
4-Sokaklar sığınak, arkadaş ona
İşte adım adım yaklaştı sona
Belki de kırılır; küsersin bana
Çözülmez bilmece, sırdı yalnızlık…
Cahit KIROĞLU
UŞŞAK Şarkı
Usûlü: YÜRÜK SEMÂİ-SOFYAN
Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Udî-
Söz: Cahit KIROĞLU
Şiirin yazım târihi: 06 MART 2018-SALI
Beste târihi: 18 MART 2018-PAZAR-ÇUKUROVA
Midi özelliği: Kız Neyi-Arp-Tenor Saksafon (pes)-Kudüm-Sesi ve uduyla bilgisayara eşlik eden Emin DEĞİRMENCİ
VİDEOYU, GÜLAT-Emin DEĞİRMENCİ-Udi kanalında izleyebilirsiniz.
28 Ekim 2018 Pazar
YENİ CUMHURİYET SİSTEMİ NEDİR?
YENİ CUMHURİYET SİSTEMİMİZ NEDİR?
24 Haziran, Türkiye'nin parlamenter
sistemde yönetildiği son gündü. 16 Nisan 2017 referandumunda halkın 'evet' dediği yeni
yönetim şekli de artık resmen yürürlüğe girdi. Peki,
'Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi' hangi değişiklikleri getiriyor?
Türk siyasi tarihinde 1808'de ilan edilen
Sened-î İttifak'la ilk adımı atılan anayasal süreçte 16 Nisan 2017'de yapılan
referandumla yeni bir sayfa açıldı.
Türkiye'de 1921, 1924,
1961 ve son olarak 1982 olmak üzere toplam 4 kez yeni anayasa hazırlandı
ve kabul edildi. Askeri yönetimin emriyle hazırlanan, 1982'de kabul edilen ve
hâlâ yürürlükte olan anayasa çok ağır eleştirilere konu oldu. Eleştirilere
bağlı olarak anayasada çok sayıda değişiklik yapıldı ancak askeri yönetimin
hazırladığı ve referandumla kabul edilen anayasa tamamen değiştirilemedi. Parlamenter hükümet
sisteminin bütün özelliklerini taşıyan 1982 Anayasası 2007'de yapılan
referandumla bir kez daha değiştirildi. Yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının
meclis tarafından değil, halk tarafından seçilmesi benimsendi.
Bu adım, ülkede sistem değişikliğine giden
sürecin ilk adımı oldu. Halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı ile yürütmenin
başı olan ve yine halk tarafından seçilen başbakan arasında yetki karmaşası
olacağı iddiaları ortaya atıldı. Ancak süreç devam etti ve AKP Genel Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin seçimle gelen ilk cumhurbaşkanı oldu. Bu
dönemde başbakanlık koltuğundaysa Ahmet Davutoğlu oturdu. Ancak
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerginlik yaşadıkları öne sürülen Başbakan Davutoğlu
bir süre sonra istifa etti. Bu istifanın ardından göreve gelen Binali Yıldırım
MHP'nin destek açıklamasının ardından anayasa değişikliği için harekete geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından desteklenen değişiklikler
Meclis'ten geçtikten sonra halk oylamasına sunuldu ve kabul edildi.
Maddelerle yeni sistem
18 maddelik değişiklik teklifinin en
dikkat çekici özelliği parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine
Geçilecek olmasıydı. 'Evet' ve 'Hayır' oy
seçenekleri ile sandığa giden Türk halkı, yüzde 51,41'le yapılan değişikliği
onayladı. Peki, 24 Haziran seçimi sonrası resmen yürürlüğe giren
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve yapılan 18 değişiklik
neler?
Nasıl bir Cumhurbaşkanı?
Yeni cumhurbaşkanı anayasaya göre
yürütmenin başı oldu. Aynı zamanda kabine üyelerini de atama yetkisine sahip.
Beş yılda bir milletvekilleriyle aynı gün seçilecek olan cumhurbaşkanı, bir
veya daha fazla yardımcı atayabilecek. Türkiye Cumhuriyetini ve Türk
milletinin birliğini temsil eden cumhurbaşkanı partili olabilecek. Yeni
cumhurbaşkanı üst kademe kamu yöneticilerini atayıp, görevlerine son
verebilecek. Bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları kararname ile
düzenleyecek.
Başkomutan seçimi
Türkiye bu seçimle Başkomutanı da
belirlemiş oldu. Ülkenin lideri, milli güvenlik politikalarını belirleyecek ve
gerekli tedbirleri alacak. Cumhurbaşkanı OHAL da ilan edebilecek. Ancak OHAL
süresi, 6 ayı geçemeyecek. Olağanüstü hal ilanı kararı verildiği gün Resmi
Gazete ‘de yayımlanacak ve aynı gün TBMM'nin onayına sunulacak. Meclis, gerekli
gördüğü takdirde olağanüstü halin süresini kısaltabilecek, uzatabilecek veya
olağanüstü hali kaldırabilecek. Cumhurbaşkanının talebiyle TBMM her defasında 4
ayı geçmemek üzere süreyi uzatabilecek. Savaş hallerinde bu 4 aylık süre
aranmayacak.
Parlamenter sistemde
başbakan hükumetini kurup cumhurbaşkanına sunarken artık
cumhurbaşkanı, seçilme yeterliliğine sahip kişiler arasından bakanları atayacak
ve görevlerine son verecek. Yeni sistemde bakanlar, Meclis dışından seçilecek.
Milletvekili olan birinin bakan yapılması gerekirse vekillikten istifa etmesi
gerekecek.
Anayasa Mahkemesinde iptal davası
Cumhurbaşkanı, kanunların, Türkiye Büyük
Millet Meclisi iç tüzüğünün tümünün veya belirli hükümlerinin
Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile
Anayasa Mahkemesinde iptal davası açabilecek. 24 Haziran’da sandığa
giden seçmen sadece siyasi bir karar değil, ekonomik bir karar da almış odu.
Cumhurbaşkanı bütçeyi meclise sunacak. Meclisin bütçeyi hazırlama yetkisi
ortadan kalkmış olacak. Cumhurbaşkanı, anayasa değişikliklerine ilişkin
kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunacak. Başkan, yürütme yetkisine
ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilecek.
Yüce Divan
Yeni cumhurbaşkanı, hakkında soruşturma
açılması halinde seçim kararı alamayacak.
Yüce Divan'da seçilmeye engel bir suçtan
mahkûm edilen cumhurbaşkanının görevi sona erecek. Cumhurbaşkanının görevde
bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu
madde hükmü uygulanacak.
Yasama yetkisine sahip olan yeni mecliste
artık 550 değil 600 milletvekili var. 18 yaşını doldurmuş ilkokul mezunu
kişiler de milletvekili olabiliyor. Milletvekili seçilebilmek için eski
sistemde en az 25 yaşında olmak gerekiyordu.
Seçim yenileme yetkisi mecliste
TBMM, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu
ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek.
TBMM'nin aynı konuda kanun çıkarması
durumunda, cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz olacak.
Meclis, denetim ve bilgi edinme yetkisini,
"Meclis araştırması", "Genel görüşme", "Meclis
soruşturması" ve "Yazılı soru" yoluyla kullanacak. TBMM cumhurbaşkanı,
cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında soruşturma açılmasını
isteyebilecek. Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen cumhurbaşkanı seçim
kararı alamayacak.
Gensoru ile hükümet ve bakan düşürme usulü
yeni sistemde artık yok. Meclis cumhurbaşkanını düşürebilmek için ancak seçime
gidebilecek.
Disiplin mahkemeleri dışında askeri
mahkemeler kurulamayacak. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı, Hâkimler
ve Savcılar Kurulu şeklinde değişecek.
Yürürlüğe giren 18 madde:
Madde 1: Yargı yetkisinin, Türk milleti adına
bağımsız mahkemelerce kullanılacağına dair hüküm, "Bağımsız ve
tarafsız" mahkemelerce kullanılacağı şeklinde değişti.
Madde 2: Milletvekili sayısı 550'den 600'e
çıkarıldı.
Madde 3: Seçilme yaşı 25'ten 18'e indirildi.
Madde 4: TBMM seçimleri 4 yılda bir yerine,
her 5 yılda bir cumhurbaşkanlığıyla aynı gün yapılacak. Cumhurbaşkanlığı için
yarışan herhangi bir aday ilk turda yüzde 50'yi geçemezse, 15 gün içinde ikinci
tur yapılacak ve en çok oyu alan aday yarışı kazanacak.
Madde 5:
TBMM'nin görevleri ve yetkileri, “kanun koymak,
değiştirmek ve kaldırmaktır. Bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerini görüşmek
ve kabul etmek. Para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek, milletler
arası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, TBMM üye tam sayısının
5'te 3 çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar vermek,
anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine
getirmek."
Madde 6: TBMM, Meclis Araştırması, Genel
Görüşme, Meclis Soruşturması ve Yazılı Soru yollarıyla bilgi edinme ve
denetleme yetkisini kullanacak. Gensoru, denetleme yetkisinden çıkarılacak.
Madde 7: Cumhurbaşkanı seçilen kişinin
partisiyle ilişiğinin kesilmesine yönelik düzenleme yürürlükten kaldırıldı.
Madde 8: Bu maddeyle cumhurbaşkanına, 'devlet
başkanı' sıfatı getiriliyor. Devletin başı olan cumhurbaşkanına, yürütme
yetkisi de veriliyor.
Madde 9: TBMM üye tam sayısının salt
çoğunluğunun vereceği önergeyle, cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği
iddiasıyla soruşturma açılmasını istenebilecek. Meclis, önergeyi en geç bir ay
içinde görüşerek, üye tam sayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma
açılmasına karar verecek.
Madde 10: Seçilen cumhurbaşkanı
bir veya daha fazla cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilecek. Cumhurbaşkanlığı
makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde 45 gün içinde sandığa
gidilerek seçim yapılacak. Bu sürede yardımcı makama vekâlet edecek.
Madde 11: TBMM, üye tam
sayısının 5'te 3 çoğunlukla, cumhurbaşkanı ise karar alması durumunda seçime
gidilebilecek. Seçim kararı alınması durumunda hem meclis hem de
cumhurbaşkanlığı için oylama yapılacak.
Madde 12: Cumhurbaşkanına
OHAL ilan etme yetkisi verildi. Meclis, onayına sunulacak OHAL'İ gerekli
gördüğü süresini kısaltabilecek, uzatabilecek veya tamamen kaldırabilecek.
Madde 13: Disiplin
mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamayacak.
Madde 14: Maddeye göre,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu şeklinde
değişecek. Kurulun üye sayısı 13, daire sayısı 2 olacak. Kurula Adalet Bakanı başkanlık
edecek ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı da kurulun tabii üyesi olarak görev
yapacak.
Madde 15: Kamu idareleri ve kamu
iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık
bütçelerle yapılacak. Kanununa, bütçeyle ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamayacak. Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini, mali yılbaşından en az 75
gün önce TBMM'ye sunacak.
Madde 16: Bu maddeyle,
önerilen hükümet sistemine uyum için anayasanın farklı maddelerinde bulunan
bazı ibareler değiştirildi ya da metinden tamamen çıkarıldı.
Madde 17: Bu madde uyarınca, TBMM'nin bir sonraki
seçimi ve cumhurbaşkanı seçimi, 3 Kasım 2019 tarihinde yapılacak.
Madde 18: Cumhurbaşkanı
seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesileceğine" dair hükmün
kaldırılması, değişikliğin yayımı tarihinde; mevcut anayasada Bakanlar Kurulu,
sıkıyönetim, tasarı, kanun hükmünde kararname, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek
İdare Mahkemesi ibarelerinin kaldırılmasına dair değişiklikler de TBMM ve
cumhurbaşkanı seçimleri sonucunda cumhurbaşkanının görevi başladığı tarihte
yürürlüğe girecek.
Türkiye, 9 Temmuz itibariyle parlamenter
rejimden 'Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi' olarak isimlendirilen
yeni yönetim modeline geçiş yaptı. Cumhurbaşkanının yürütmenin başını aktif
olarak üstlendiği sistemde başbakan olmayacak, başkan ülkeyi yardımcıları ve
bakanlar ile doğrudan yönetecek. 'Yeni Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan tarafından belirlenen ilk kabinesinde bir başkan yardımcısı ve 16 bakan
bulunuyor.
İşte Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'ydi yöneteceği
17 isim:
1-Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay
Yeni hükümet sisteminin yeni kabinesinde
Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine getirilen Fuat Oktay, son olarak
Başbakanlık Müsteşarlığı yapmıştı. Aynı zamanda THY Teknik A.Ş. yönetim kurulu
üyeliği ve Türk Telekom A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevlerine
sürdürüyor. Fuat Oktay'ın yeni kabinede bakanlığı konuşuluyordu ancak
Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine getirilmesi ise sürpriz bir gelişme olarak
nitelendiriliyor.
2-Adalet Bakanı Abdülhamit Gül
Geçtiğimiz dönem, parlamenter sistemin
son hükumetinde Adalet Bakanlığı yapan Abdülhamit Gül yeni kabinede
yerini korudu. 24 Haziran Milletvekili Genel Seçiminde Gaziantep Milletvekili
olarak seçilen Gül, Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde de Adalet Bakanı görevine
getirildi.
3-İçişleri Bakanı Süleyman Soylu
Yeni kabinede görevini koruyanlardan biri
de Süleyman Soylu oldu. Parlamenter Sistemin son İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu, yeni kurulan kabinede de İçişleri Bakanlığına getirildi. 24 Haziran
seçimlerinde İstanbul Milletvekili seçilen Soylu, Kasım 2015 - Eylül 2016 arası
dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapmıştı.
4-Dış işleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu
Son dönemin Dış işleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu da yeniden atanan bakanlar arasında. Daha önce 26 Aralık
2013-29 Ağustos 2014 tarihleri arasında Avrupa Birliği Bakanı ve Baş müzakereci
olarak görev yapan Çavuşoğlu, 62. 64. ve 65. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin
de Dış işleri Bakanıydı. Yeni kabinenin Dış işleri Bakanı
Çavuşoğlu İngilizce, Almanca ve Japonca biliyor.
5-Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk
Ziya Selçuk yeni kabinede Milli Eğitim
Bakanlığına getirilen isim oldu. Eski Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı olan
Selçuk, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesinden doçentlik ve profesörlük
unvanlarına sahip. Ziya Selçuk müfredat reformunu yürütmesinin yanı sıra
Türkiye'yi AB müzakerelerinde eğitim ve bilim başlığı altında temsil etmişti.
6-Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı
Zehra Zümrüt SELÇUK
Eski sistemin iki ayrı bakanlığı 'Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı' ile 'Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'
Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı olarak birleştirildi.
Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminin ilk kabinesindeki iki kadın
bakandan biri olan Zehra Zümrüt SELÇUK Çalışma, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve
Aile Bakanı olarak atandı. Daha önce İslam İşbirliği Teşkilatı, İslam Ülkeleri
İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezinde kıdemli
araştırmacı olan Selçuk, aynı kurumda İstatistik ve Enformasyon Direktörlüğü de
yaptı. Zehra Zümrüt SELÇUK’UN aynı zamanda KADEM Ankara temsilciliği ve
Denetleme Kurulu üyeliği ile Kadın Birliği Platformu üyeliği bulunuyor.
7-Ticaret Bakanı Ruhsar PEKCAN
Yeni kabinenin diğer kadın bakanı Ruhsar
PEKCAN, Ticaret Bakanlığı görevine getirildi. Daha önce üç dönem DEİK
Türkiye-Suriye İş Konseyi Başkanlığı ve Türkiye-Ürdün İş Konseyi Başkanlığı
yapan Pekcan TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini
sürdürüyor.
8-Hazine ve Maliye Bakanı Berat ALBAYRAK
Ekonomi, Maliye ve Kalkınma
bakanlıklarının birleştirilmesiyle oluşan Hazine ve Maliye Bakanlığına
getirilen isim Berat ALBAYRAK oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı Albayrak,
son dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanıydı. Hazine ve Maliye Bakanlığı için
konuşulan isim Mehmet ŞİMŞEK’İN kabinede yer almaması ve ALBAYRAK’IN bu
bakanlığa getirilmesi sürpriz olarak değerlendiriliyor.
10-Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih
DÖNMEZ
Berat ALBAYRAK’IN yerine yeni kabinenin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak Fatih DÖNMEZ atandı. Türkiye Elektrik
Sanayi Birliğinin kurucularından olan Fatih DÖNMEZ, 2015'ten itibaren Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarlığı görevini yürütüyordu.
11-Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet KASAPOĞLU
Son olarak Spor Toto Teşkilat Başkanlığını
sürdüren Mehmet Muharrem KASAPOĞLU, Gençlik ve Spor Bakanı oldu. KASAPOĞLU,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor
Bakanlıklarında da çeşitli görevlerde bulunmuştu. Yeni Gençlik ve Spor Bakanı
KASAPOĞLU, Osman Aşkın BAK’IN yerine atandı.
12-Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet ERSOY
Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin Kültür ve
Turizm Bakanlığına Mehmet ERSOY getirildi. Daha önce bakanlık deneyimi
bulunmayan Mehmet ERSOY turizmci ve iş adamıdır.
13-Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa
VARANK
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa VARANK
yeni kabinede Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına getirildi. ABD'de Ağ Hizmetleri
Teknolojisi alanında eğitim alan VARANK, Indiana Üniversitesi
Teknoloji Enstitüsünde araştırmacı ve sistem yöneticisi olarak
çalıştı. VARANK 2014'ten beri Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı görevini
sürdürüyordu.
14-Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit TURAN
Yeni dönemin ilk kabinesinin Ulaştırma ve
Altyapı Bakanı Cahit TURAN oldu. Eski Kara yolları Genel Müdürü
TURAN, Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı ve Danıştay üyeliği de yapmıştı.
15-Tarım ve Orman Bakanı Bekir PAKDEMİRLİ
Gıda Yarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile
Orman ve Su İşleri Bakanlığı birleştirilerek yeni sistemde Tarım ve Orman
Bakanlığına dönüştü. Yeni kabinenin ilk Tarım ve Orman Bakanı ise Bekir
PAKDEMİRLİ oldu. Çeşitli şirketlerde üst düzey yöneticilik yapan ve Al
baraka Türk Katılım Bankası, Bim AŞ. Ve Türkcell İletişim Hizmetleri AŞ.
‘de yönetim kurulu üyeliğini sürdürüyor.
16-Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat KURUM
Yeni kabinenin Çevre ve Şehircilik
Bakanlığına, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı iştiraki Emlak Konut GYO AŞ Genel
Müdürü Murat KURUM getirildi. Murat KURUM 2006-2009 yılları arasında TOKİ'de
Şube Müdürlüğü de yapmıştı.
17-Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA
Yeni sistemin ilk Sağlık Bakanı olarak
göreve Fahrettin KOCA getirildi. Cerrah
paşa Tıp Fakültesinde ihtisasını yapan Çocuk Sağlığı Uzmanı Koca
Türkiye Eğitim Sağlık ve Araştırma Vakfı Başkanlığı ve Medipol Üniversitesi
Mütevelli Heyeti Başkanlığı yaptı. Koca, Vakıf Üniversite Hastaneleri Derneği
Başkanlığını ve Hizmet İhracatçıları Birliği Sağlık Hizmetleri Komitesi
Başkanlığı görevlerinde de bulunuyor.
Milli Savunma Bakanı Hulusi AKAR
Eski sistemin son kabinesinde Genelkurmay
Başkanlığı görevini yürüten Hulusi AKAR, beklendiği gibi
Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminin ilk Milli Savunma Bakanı
oldu. Hulusi AKAR 18 Ağustos 2015'ten itibaren Genelkurmay Başkanıydı.
29 EKİM 1923-DE GAZİ MUSTAFA KEMAL
ATATÜRK’ÜN
Türkiye'miz halkına armağan ettiği ve
her sene kutladığımız bu bayramda birlik ve beraberlik içerisinde olmamız
elzemdir.
CUMHURİYET BAYRAMINIZI KUTLAR, sıhhat;
huzur ve neş’e dolu mutlu yarınlar temenni ederim. Udi Emin Bey-Emin DEĞİRMENCİ
ESKİ CUMHURİYET SİSTEMİ NEDİR?
ESKİ CUMHURİYET
SİSTEMİ NEDİR?
CUMHURİYET bir devlet
şeklidir. Cumhuriyet idaresinde halk, egemenliği elinde bulundurur, bunu
seçtiği temsilciler vasıtasıyla kullanır.
Anayasa hukuku
devlet şekillerini iki kategoriye ayırır:
MONARŞİLER: Devlet
müessesesinin bir tek kişi etrafında teşkilatlandırıldılar;
CUMHURİYETÇİLER: Devlet başında
belli bir süre için seçimle gelen bir başkan vardır, onun etrafında muhtelif
meclisler bulunur.
Tarih boyunca
gelip geçen veya hâlen mevcut devletleri bu kategorilerden birine girdirmek
mümkündür. Fakat hiçbiri ötekine tıpatıp benzemez. Bu noktayı hatırda tutmak
şartıyla CUMHURİYET dediğimiz devlet şeklinin ana çizgilerini belirtebiliriz:
Bu kelimenin
lügat manası:
HALKA MENSUP HÜKUMET ŞEKLİ Kİ, HÜKÜMDARIN
YERİNE HALKIN SEÇTİĞİ BİR BAŞKAN BULUNMASIDIR.
Eski Yunan
filozofu ARİSTOTELES (ARİSTO) cumhuriyeti şöyle tarif eder: DEVLETİ,
UMUMUN MENFAATİNİ GÖZETEREK HALK İDARE EDERSE, ONA CUMHURİYET DENİR.
Bu ana fikri
işleyen, geliştiren MONTESQUİEU:
YASAMA, YÜRÜTME
VE YARGI KUVVETLERİ TEK ŞAHISTA VEYA KURULDA TOPLANDIĞI TAKDİRDE, ADI
CUMHURİYET DÂHİ OLSA VE ORGANLAR SEÇİMLE GELSE BİLE, O REJİM, HALK İDARESİ
NİTELİĞİNİ TAŞIMAZ diyor.
Şu halde,
cumhuriyet, öyle bir devlet şeklidir ki onda, bu 3 ana kuvvet
(Yasama-Yürütme-Yargı), ayrı ayrı, birbirlerine karşı bağımsız ve birbirini
dengeli bir surette denetleme esasına göre kurulmuş olacak, devletin başında da
belli bir süre için seçimle gelen bir başkan bulunacaktır.
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ
Cumhuriyet
deyimi tarihçiler tarafından ilk olarak, ETRÜSK krallarının memleketten
çıkarılmasından sonra ROMA’DA kurulan hükumet için kullanılmıştır. Bazı
tarihçiler bu deyimi eski Yunan şehir devletleri için de kullanırlar. Bu
idareler gerçekten birer monarşi değildi. Devlet işlerinde nispeten müşterek
bir idare vardı. İmparatorluk ve krallıklarda olduğu gibi devlet başkanlığı
babadan oğula veya hanedanın diğer fertlerine geçmezdi.
Ortaçağ’da
İtalya’daki Venedik, Cenova ve Floransa gibi küçük devletler CUMHURİYET adını
taşırlardı. Fakat buralardaki devlet şekli gerçek bir halk idaresi değildi.
Vatandaşa
hürriyet ve eşitlik getiren cumhuriyetlere, ancak XVIII. Y.Y. İkinci yarısında,
Amerika Birleşik Devletleri İstiklâl Hareketi ve Fransız Büyük İhtilâli imkân
hazırlamıştır. XIX. Y.Y. Bir devlet şekli olarak cumhuriyetin, Avrupa’da ve
Amerika’da belirmesi, gelişmesi ve yerleşmesi için girişilen çetin ve kanlı
mücadelelerle geçmiştir.
Bir cumhuriyet
idaresi gerçek anlamıyla demokrasi değildir. Çünkü demokrasi doğrudan doğruya
memleket halkının bir araya gelerek kanunlar yapması, bu kanunları tatbik
edecek kimseleri seçmesi demektir. Hâlbuki memleketlerdeki nüfus çokluğu SAF
DEMOKRASİNİN tatbikine asla imkân vermez. Bu bakımdan vatandaşların büyük bir
çoğunluğunun oyu ile seçilen meclis veya meclislerin memleketi idare etmesi
bakımından Cumhuriyet saf demokrasiye en yakın idare tarzıdır.
CUMHURİYETİN TEMEL
FİKİRLERİ
Devrimizin
cumhuriyet şeklindeki devletlerinde ana müesseseler ve temel fikirler
şunlardır:
DEVLET
BAŞKANLIĞI: Belli
bir süre için seçimle gelinir. Bu makamın yetkileri az, görevi sınırlı ve
ekseriya temsilidir.
YASAMA ORGANI: Seçimle gelen ve
halkın vekâletini haiz sayılan bir veya iki meclisten kurulur. Seçimler,
gitgide genel oy haline getirilmiş, devlet prizmasının kaidesi
genişletilmiştir. Zamanımızda cemiyetlerin çok büyümüş olması dolayısıyla
DOĞRUDAN DOĞRUYA TEMSİL ortadan kalkmıştır.
YÜRÜTME ORGANI: Ya devlet
başkanının, ya da hükumet başkanının sorumluluğu ve idaresi altında, meclislere
hesap vermekle ödevli KABİNE vardır. Vatandaşa karşı, hürriyet ve eşitlik
prensiplerine uygun kanunlar dairesinde tarafsız muamele etmek zorunda olan
teknik İDARE yürütme organının amme hizmetlerini görme vasıtasıdır.
YARGI ORGANI: Başta anayasa
mahkemesi ile her derecedeki adlî ve idarî mahkemeleri teşkil eden bağımsız
hâkimler, millet adına YARGILAMA ve HÜKÜM VERME hakkını kullanırlar.
Cumhuriyete iki
ana fikir hâkimdir: Hürriyet ve eşitlik prensipleri. Genel olarak insanlara ve
özellikle vatandaşlara tanınmış olan tekmil temel haklar ve çeşitli
hürriyetler, bu iki ana fikirden doğar.
Nihayet, CUMHURİYET
REJİMİ; Yasama, yürütme ve yargı hak ve yetkisinin kaynağının halkta olduğu
inancına dayanır.
Bu inanç
kaybolduğu veya bir tarafa itildiği gün, MONTESQUİEU’NUN belirttiği gibi,
DEVLETİN ADI NE OLURSA OLSUN, CUMHURİYET BİR CESETTEN İBARET KALIR.
Yukarıdaki yazı,
HAYAT ANSİKLOPEDİSİ Cilt 2. Sayfa: 770, 771’den bizzat tarafımdan not
alınmıştır.
Emin
DEĞİRMENCİ-16.10.2018-SALI-ÇUKUROVA
CUMHURİYETİN
İLÂNI VE TEPKİLER
23 Nisan 1920’de
TBMM’NİN açılmasıyla Anadolu’da ulusal egemenliğe dayanan yeni bir Türk devleti
kurulmuş ve 1921 Anayasası’nda yer alan egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait
olduğuna dair hükümlerle Cumhuriyet yönetimi için önemli bir adım atılmıştı.
Ancak savaş yılları olduğu için ulusun gücünü bölmemek için rejim konusu açıkça
tartışılmamıştı. Lozan Barışı’nın imzalanmasından sonra iç politikaya ağırlık
verilmeye başlanmış, Ankara'nın başkent olmasıyla da çok önemli siyasal
gelişmelerin olacağı mesajı verilmişti.
27 Ekim 1923’te
FETHİ BEY’İN istifasıyla ortaya çıkan hükumet bunalımı, Meclisin çalışmalarını
oldukça zorlamıştır. Güçler birliği ilkesinin en katı şekli olan Meclis Hükumeti Sistemine göre yapılan seçimlerde bakanlar kurulunun oluşturulmaması,
bu sistemin artık iyi işlemediğini göstermiş ve kabine sistemine geçilmesini
zorunlu kılmıştır. Kabine sistemine geçiş için ise Cumhuriyet’in ilânı ve bu
ilânla birlikte bir Cumhurbaşkanının seçilmesi gerekli görülmüştür.
Mustafa Kemal
Paşa, bütün bu gelişmeler üzerine Cumhuriyetin ilân edilmesine karar vererek,
28 Ekim 1923 günü akşamı İsmet (İNÖNÜ) Paşa, Fethi (OKYAR) Bey, Kazım (ÖZALP)
Paşa, Kemâlettin Sami Paşa, Halit Paşa, Rize Milletvekili Fuat Bey ile
Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Bey’i Çankaya’ya davet etmiştir. Toplantıda
misafirlerine, “YARIN CUMHURİYETİ İLÂN EDECEĞİZ” diyerek görüşlerini açıklayan Mustafa
Kemal Paşa'nın bu düşüncesi, orada hazır bulunanlarca da olumlu karşılanmış ve
hemen izlenecek yolun saptanmasına girişilmiştir. Konuklar ayrıldıktan sonra
Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa, bu amaçla Anayasa’da yapılması gereken
değişikliklere ilişkin bir yasa tasarısı da hazırlamışlardır.
Cumhuriyetin
ilân edilmesi ile ilgili yasa tasarısı, Halk Fırkası Grubunda ele alınarak
enine boyuna tartışılmıştır. Hatta bu tartışmalar sırasında İstanbul
Milletvekili Abdurrahman Şeref Bey, “HÂKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR…
KİME SORARSANIZ SORUNUZ, BU CUMHURİYETTİR. DOĞAN ÇOCUĞUN ADIDIR. AMA BU AD
KİMİLERİNE HOŞ GELMEMİŞ, VARSIN GELMESİN!” Diyerek tasarıdan yana olduğunu dile
getirmiştir. Meclisin ve devletin tek partisi durumunda bulunan Halk Fırkasının onayından geçen tasarının kanunlaşması, artık sadece bir formaliteden ibaret
olacaktı. Tasarı saat 20.30’da Meclise sunularak, devletin rejiminin Cumhuriyet
olduğu “YAŞASIN CUMHURİYET” sesleri ve alkışları arasında kabul edilmiştir.
Cumhuriyetin ilânı kararına birkaç üye çekimser kalarak katılmamış, katılan 158
üyenin tümü olumlu oy vermiştir.
Siz konusu
Anayasa değişikliği ile 1. Madde şu şekilde yeniden düzenlenmiştir:
HÂKİMİYET BİLÂ
KAYDÛ ŞART MİLLETİNDİR. İDARE USULÜ HALKIN MUKADDERATINI BİZZAT VE BİL-FİİL
İDARE ETMESİ ESASINA MÜSTENİTTİR. TÜRKİYE DEVLETİ’NİN ŞEKLİ HÜKUMETİ CUMHURİYETTİR.”
Bundan sonra
Cumhurbaşkanı seçimine geçilmiş, yoklama suretiyle ve açık oyla yapılan seçimde
159 üyenin bulunduğu Mecliste Mustafa Kemal, bir çekimser oya karşılık 158
üyenin olumlu oylarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk Cumhurbaşkanı
olmuştur.
Cumhuriyetin
ilân edilmesiyle birlikte, artık Cumhurbaşkanının TBMM seçecek, Başkanı ise
Cumhurbaşkanı tayin edecek. Bakanları, Başbakan seçecek ve kabine Meclis’ten
güvenoyu alınca hükumet kurulmuş olacaktı.
Cumhuriyetin
ilânı ile birlikte; Türkiye devletinin ve hükümet şeklinin Cumhuriyet olduğu
kanunlaşmış; devlet başkanlığı ve hükümet bunalımı gibi sorunlar
çözümlenmiştir. İlk kez kabine sistemine geçilerek, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal
Paşa tarafından başkanlığa atanan İsmet Paşa, Cumhuriyetin ilk kabinesini
(Hükumeti) kurmuştur. Fethi (OKYAR) Bey ise Meclis Başkanı seçilmiştir. Ayrıca
ulusal egemenlik ilkesi biraz daha güçlendirilerek, halkın yönetime
katılmasının yolu açılmıştır.
Cumhuriyetin
ilân edilmesi genelde törenlerle kutlanırken, kimi çevrelerde de olumsuz
tepkiler doğurmuş ve oldukça sert eleştirilere yol açmıştır. Hüseyin Cahit
(YALÇIN), Velid Ebüzziya ve Ahmet Emin (YALMAN) gibi gazeteciler, Tanin,
Tevhid-î Efkâr ve Vatan, gibi gazetelerde, Cumhuriyetin ilânını beğenmeyip sert
eleştiriler getirmişlerdir.
Cumhuriyetin
ilânından ve Mustafa Kemal Paşa'nın Cumhurbaşkanı seçilmesinden rahatsız olan
sadece İstanbul basını değildir. Mustafa Kemal Paşa'nın bazı silâh arkadaşları
da gelişmelerden hoşnut olmamış ve çeşitli düzeylerde tepki göstermişlerdir. En
sert eleştiriyi Rauf Bey getirmiştir. Rauf Bey ile Ali Fuat, Kazım KARABEKİR ve
Refet Paşaların tepkileri, Cumhuriyet’in ilânından sonra Kurtuluş Savaşı
kadrosu arasındaki ayrışmayı somut olarak ortaya koymuştur.
Bazı siyasal,
sosyal ve ekonomik sorunların çözümsüzlüğünde ve ayrıca yeni sorunların
belirmesinde, içerideki uygulamalar kadar, dış dünyada yaşanan olayların da
etkisi olmuştur. Başka bir deyişle Türkiye’de yaşanan bazı olumsuzluklarda ya
da başarısızlıklarda, tek sorumlu olarak siyaset alanı gösterilmemelidir. Bu
bağlamda tarihçiye düşen görev, geçmişe dair mahkemeler kurarak hesaplaşmaya
girişmek olmamalıdır. Tarihçi, olay ve olguları her türlü ön yargıdan uzak bir
şekilde ortaya koymalı ve elde ettiği bilgileri toplumla paylaşmalıdır. Türkiye
Cumhuriyeti tarihine de bu tarih yöntem bilimi çerçevesinde yaklaşılmalıdır.
Yukarıdaki yazı,
bizzat tarafımdan not alınmıştır:
“Başlangıcından
Günümüze Türkiye Cumhuriyeti Tarihi”
Prof. Dr.
Temuçin Faik ERTAN-Doç. Dr. Necdet AYSAL-Dr. Alper BAKACAK-Dr. Hasan DİNÇER-Dr.
Kadri UNAT-
Editör: Prof.
Dr. Temuçin Faik ERTAN
SİYASAL
KİTABEVİ-Şehit Adem YAVUZ Sokak. Hitit Apt. No: 14/1-Kızılay/ANKARA-Sayfa: 158,
159, 160-304
Emin olun çocukluğumdan
beri çok büyük TRAVMALAR yaşamış biriyim. Merhum Adnan MENDERES’İN ve arkadaşlarının
asılması beni çok üzmüştü. Çünkü Allah'ın almadığı bir canı nasıl olur da biz
insanlar alabilirdik. Çünkü uçaktan düşen Merhum Adnan MENDERES’İN burnu bile
kanamamıştı. Ayrıca asılırken infazı yapan memurun söylediğine göre darağacında
ipler iki defa kopmuş. Demek ki o anda bile Allah, O’nun asılmasına karşıydı.
Onun için biz onun vebalini daha çok zaman çekeceğimizden eminim. Bir çocuk,
babasını asar mı? Veyahut bir baba evlâdını asar mı? İşte bu olayı ben bu
şekilde hâlâ zihnimde yorumluyorum ve atamıyorum.
Daha sonra hiçbir
suçu olmayan gençlerimizi birbirlerine düşürüldüler. Bazı gençlerimizin asıldıklarını
duyduk. O zamanlar televizyon yoktu.
Daha sonra yine
çeşitli müdahaleler oldu. Hükumet başkanları bile hapislere girdiler.
Şunu demek
istiyorum. Türkiye’de devamlı olarak boşuna müdahaleler oldu. Hiç sevmediğim 1980
yılındaki askerî müdahaledir.
Daha sonra yine
çeşitli müdahaleler oldu. Ben tarihçi değilim ki size yazayım…
Tarihi seviniz
ve sevdiriniz, daima her gün okuyunuz. Tarihten ibret dersi alınsaydı; o zaman
tekerrür etmezdi. Maalesef hiç de ibret alınmamaktadır.
En son 15 TEMMUZ
2016 Cuma gecesi başlayan ve ertesi güne (Cumartesi’ye) sarkan ve boşu boşuna
yapılan OLAYLARI hiçbir zaman tasvip (uygun bulmuyorum ve onaylamıyorum)
etmiyorum. Bundan sonra da asla etmeyeceğim. Yazık oldu onlarca vatandaşımız, gencimiz,
askerlerimiz, komutanlarımız hayatını boşu boşuna kaybettiler.
Yeni kurulan
sistemden sonra inşallah bir daha da şu güzelim Türkiye'mizde asla MÜDAHALE
olmaz.
Ben Emin
DEĞİRMENCİ, bir udi Bestekâr ve sanatçı olarak mecburen TAM BAĞIMSIZ; TAM
TARAFSIZ ve TAM BAĞLANTISIZ olarak düşünmek, davranmak; yaşantımı devam
ettirmek zorundayım. Aksi takdirde bütün gruplar bana karşı karşıt görüş
besleyebilirler. Emin olun bu dünyada en çok bu gibi şeylerden etkilenen ince
ruhlu insanlar değil midir?
Seçilmiş bir
guruba, takıma, partiye karşı asla nefret duygusu beslemeyiniz. Bunu yapan
diğer guruplar, takımlar ve partiler sönmeye ve yıkılmaya mahkûmdurlar. Hani
derler ya yarışı kaybetmek önemli değildir. Önemli olan centilmence koşmak
değil midir? Onun için kesinlikle ahlâk kurallarına uyalım. Gazi Mustafa Kemal
ATATÜRK ne demiş biliyor musunuz? “BEN SPORU SEVERİM; SPORCUNUN İSE EN AHLÂKLI
OLANINI DAHA ÇOK SEVERİM!” Bir gün siz de başa geçmek istiyorsanız seçilen bu
takım veya gurupları kabul ediniz ve hoşgörülü olunuz. İyi ve olumlu istişarelerle
bir araya gelerek bu güzelim Türkiye'mizi yönetmeye çalışınız. DAİMA HALKIN
ÖNÜNE GEÇEREK YENİ YENİ FİKİRLER ÜRETİNİZ. BUNLAR OLUMLU VE YARARLI FİKİRLER
OLSUN.
ZAMAN EN BÜYÜK
İLÂÇTIR. ONUN İÇİN SABIRLI OLUNUZ. YENİ HÜKUMETİN ÇALIŞMASINA İZİN VERİNİZ.
ZAMANI GELİNCE SİZLER DE BAŞA GEÇEBİLECEĞİNİZE EMİN OLABİLİRSİNİZ.
HER TÜRLÜ
MÜDAHALELERE ASLA GEÇİT VERİLMEMELİDİR.
Yazan: Udi Emin
Bey-Emin DEĞİRMENCİ-
16.10.2018-SALI-ÇUKUROVA
GAZİ MUSTAFA
KEMAL ATATÜRK’ÜN bizlere armağan ettiği ve her yıl büyük bir coşku ve onurla
kutladığımız bu bayrama sahip çıkalım. Bu günden itibaren birlik ve beraberlik
içesinde, SEVGİ DOLU; HOŞGÖRÜLÜ OLALIM. SEVELİM, SEVİLELİM; DÜNYA KİMSEYE
KALMAZ…
29 EKİM 1923’DEN
BERİ (95.YIL) İDAME ETTİRDİĞİMİZ CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN-Herkese
sıhhat; huzur; neş’e dolu mutlu yarınlar temenni ederim. Udî Emin Bey
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)