29 Ekim 2018 Pazartesi

YORDU YALNIZLIK/2018.10.29/09:34:48-336

YORDU YALNIZLIK/2018.10.29/09:34:48-336--YORDU YALNIZLIK
1-Engel oldu bana, yüce dağ gibi
Hüsrâna bir tuzak kurdu yalnızlık
İçimi kapladı, sanki ağ gibi
Hicrâna bir tokat vurdu yalnızlık
2-Özlem duyar, gönül koyar adına
Vâsıl olmak, mümkün değil tadına
Zaman zaman, cânan gelse yâdına
Nice hayâl, düşler yordu yalnızlık
3-Yalnızsan eğer ki arayan çoktur
Şu fâni dünyada dostların yoktur
Her birinin sözü zehirli oktur
Evvel de âhir de vardı yalnızlık
4-Sokaklar sığınak, arkadaş ona
İşte adım adım yaklaştı sona
Belki de kırılır; küsersin bana
Çözülmez bilmece, sırdı yalnızlık…
Cahit KIROĞLU
UŞŞAK Şarkı
Usûlü: YÜRÜK SEMÂİ-SOFYAN
Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Udî-
Söz: Cahit KIROĞLU
Şiirin yazım târihi: 06 MART 2018-SALI
Beste târihi: 18 MART 2018-PAZAR-ÇUKUROVA
MİDİ ÖZELLİĞİ: Bolaheng-Piyano (pes)-Viyolonsel (pes)-Kudüm-Sesi ve uduyla bilgisayara eşlik eden: Emin DEĞİRMENCİ

VİDEOYU, GÜLAT-Emin DEĞİRMENCİ-Udi kanalında izleyebilirsiniz.

ÇÖZÜLMEZ BİLMECE/2018.10.29/09:26:33-976

ÇÖZÜLMEZ BİLMECE/2018.10.29/09:26:33-976--ÇÖZÜLMEZ BİLMECE
1-Engel oldu bana, yüce dağ gibi
Hüsrâna bir tuzak kurdu yalnızlık
İçimi kapladı, sanki ağ gibi
Hicrâna bir tokat vurdu yalnızlık
2-Özlem duyar, gönül koyar adına
Vâsıl olmak, mümkün değil tadına
Zaman zaman, cânan gelse yâdına
Nice hayâl, düşler yordu yalnızlık
3-Yalnızsan eğer ki arayan çoktur
Şu fâni dünyada dostların yoktur
Her birinin sözü zehirli oktur
Evvel de âhir de vardı yalnızlık
4-Sokaklar sığınak, arkadaş ona
İşte adım adım yaklaştı sona
Belki de kırılır; küsersin bana
Çözülmez bilmece, sırdı yalnızlık…
Cahit KIROĞLU
UŞŞAK Şarkı
Usûlü: YÜRÜK SEMÂİ-SOFYAN
Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Udî-
Söz: Cahit KIROĞLU
Şiirin yazım târihi: 06 MART 2018-SALI
Beste târihi: 18 MART 2018-PAZAR-ÇUKUROVA
Midi özelliği: Kız Neyi-Arp-Tenor Saksafon (pes)-Kudüm-Sesi ve uduyla bilgisayara eşlik eden Emin DEĞİRMENCİ

VİDEOYU, GÜLAT-Emin DEĞİRMENCİ-Udi kanalında izleyebilirsiniz.




28 Ekim 2018 Pazar

YENİ CUMHURİYET SİSTEMİ NEDİR?














YENİ CUMHURİYET SİSTEMİMİZ NEDİR?
24 Haziran, Türkiye'nin parlamenter sistemde yönetildiği son gündü. 16 Nisan 2017 referandumunda halkın 'evet' dediği yeni yönetim şekli de artık resmen yürürlüğe girdi. Peki, 'Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi' hangi değişiklikleri getiriyor?
Türk siyasi tarihinde 1808'de ilan edilen Sened-î İttifak'la ilk adımı atılan anayasal süreçte 16 Nisan 2017'de yapılan referandumla yeni bir sayfa açıldı.
Türkiye'de 1921, 1924, 1961 ve son olarak 1982 olmak üzere toplam 4 kez yeni anayasa hazırlandı ve kabul edildi. Askeri yönetimin emriyle hazırlanan, 1982'de kabul edilen ve hâlâ yürürlükte olan anayasa çok ağır eleştirilere konu oldu. Eleştirilere bağlı olarak anayasada çok sayıda değişiklik yapıldı ancak askeri yönetimin hazırladığı ve referandumla kabul edilen anayasa tamamen değiştirilemedi. Parlamenter hükümet sisteminin bütün özelliklerini taşıyan 1982 Anayasası 2007'de yapılan referandumla bir kez daha değiştirildi. Yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının meclis tarafından değil, halk tarafından seçilmesi benimsendi.
Bu adım, ülkede sistem değişikliğine giden sürecin ilk adımı oldu. Halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı ile yürütmenin başı olan ve yine halk tarafından seçilen başbakan arasında yetki karmaşası olacağı iddiaları ortaya atıldı. Ancak süreç devam etti ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin seçimle gelen ilk cumhurbaşkanı oldu. Bu dönemde başbakanlık koltuğundaysa Ahmet Davutoğlu oturdu. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerginlik yaşadıkları öne sürülen Başbakan Davutoğlu bir süre sonra istifa etti. Bu istifanın ardından göreve gelen Binali Yıldırım MHP'nin destek açıklamasının ardından anayasa değişikliği için harekete geçti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından desteklenen değişiklikler Meclis'ten geçtikten sonra halk oylamasına sunuldu ve kabul edildi.
Maddelerle yeni sistem
18 maddelik değişiklik teklifinin en dikkat çekici özelliği parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine
Geçilecek olmasıydı. 'Evet' ve 'Hayır' oy seçenekleri ile sandığa giden Türk halkı, yüzde 51,41'le yapılan değişikliği onayladı. Peki, 24 Haziran seçimi sonrası resmen yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve yapılan 18 değişiklik neler?

Nasıl bir Cumhurbaşkanı?
Yeni cumhurbaşkanı anayasaya göre yürütmenin başı oldu. Aynı zamanda kabine üyelerini de atama yetkisine sahip. Beş yılda bir milletvekilleriyle aynı gün seçilecek olan cumhurbaşkanı, bir veya daha fazla yardımcı atayabilecek. Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil eden cumhurbaşkanı partili olabilecek. Yeni cumhurbaşkanı üst kademe kamu yöneticilerini atayıp, görevlerine son verebilecek. Bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları kararname ile düzenleyecek.
Başkomutan seçimi
Türkiye bu seçimle Başkomutanı da belirlemiş oldu. Ülkenin lideri, milli güvenlik politikalarını belirleyecek ve gerekli tedbirleri alacak. Cumhurbaşkanı OHAL da ilan edebilecek. Ancak OHAL süresi, 6 ayı geçemeyecek. Olağanüstü hal ilanı kararı verildiği gün Resmi Gazete ‘de yayımlanacak ve aynı gün TBMM'nin onayına sunulacak. Meclis, gerekli gördüğü takdirde olağanüstü halin süresini kısaltabilecek, uzatabilecek veya olağanüstü hali kaldırabilecek. Cumhurbaşkanının talebiyle TBMM her defasında 4 ayı geçmemek üzere süreyi uzatabilecek. Savaş hallerinde bu 4 aylık süre aranmayacak.
Parlamenter sistemde başbakan hükumetini kurup cumhurbaşkanına sunarken artık cumhurbaşkanı, seçilme yeterliliğine sahip kişiler arasından bakanları atayacak ve görevlerine son verecek. Yeni sistemde bakanlar, Meclis dışından seçilecek. Milletvekili olan birinin bakan yapılması gerekirse vekillikten istifa etmesi gerekecek.
Anayasa Mahkemesinde iptal davası
Cumhurbaşkanı, kanunların, Türkiye Büyük Millet Meclisi iç tüzüğünün tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açabilecek. 24 Haziran’da sandığa giden seçmen sadece siyasi bir karar değil, ekonomik bir karar da almış odu. Cumhurbaşkanı bütçeyi meclise sunacak. Meclisin bütçeyi hazırlama yetkisi ortadan kalkmış olacak. Cumhurbaşkanı, anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunacak. Başkan, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilecek.

Yüce Divan
Yeni cumhurbaşkanı, hakkında soruşturma açılması halinde seçim kararı alamayacak.
Yüce Divan'da seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen cumhurbaşkanının görevi sona erecek. Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanacak.
Yasama yetkisine sahip olan yeni mecliste artık 550 değil 600 milletvekili var. 18 yaşını doldurmuş ilkokul mezunu kişiler de milletvekili olabiliyor. Milletvekili seçilebilmek için eski sistemde en az 25 yaşında olmak gerekiyordu.
Seçim yenileme yetkisi mecliste
TBMM, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek.
TBMM'nin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz olacak.
Meclis, denetim ve bilgi edinme yetkisini, "Meclis araştırması", "Genel görüşme", "Meclis soruşturması" ve "Yazılı soru" yoluyla kullanacak. TBMM cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında soruşturma açılmasını isteyebilecek. Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen cumhurbaşkanı seçim kararı alamayacak.
Gensoru ile hükümet ve bakan düşürme usulü yeni sistemde artık yok. Meclis cumhurbaşkanını düşürebilmek için ancak seçime gidebilecek.
Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamayacak. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu şeklinde değişecek.

Yürürlüğe giren 18 madde:
Madde 1: Yargı yetkisinin, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağına dair hüküm, "Bağımsız ve tarafsız" mahkemelerce kullanılacağı şeklinde değişti.
Madde 2: Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarıldı.
Madde 3: Seçilme yaşı 25'ten 18'e indirildi.
Madde 4: TBMM seçimleri 4 yılda bir yerine, her 5 yılda bir cumhurbaşkanlığıyla aynı gün yapılacak. Cumhurbaşkanlığı için yarışan herhangi bir aday ilk turda yüzde 50'yi geçemezse, 15 gün içinde ikinci tur yapılacak ve en çok oyu alan aday yarışı kazanacak.
Madde 5: 
TBMM'nin görevleri ve yetkileri, “kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmaktır. Bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek. Para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek, milletler arası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, TBMM üye tam sayısının 5'te 3 çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar vermek, anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmek."
Madde 6: TBMM, Meclis Araştırması, Genel Görüşme, Meclis Soruşturması ve Yazılı Soru yollarıyla bilgi edinme ve denetleme yetkisini kullanacak. Gensoru, denetleme yetkisinden çıkarılacak.
Madde 7: Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisiyle ilişiğinin kesilmesine yönelik düzenleme yürürlükten kaldırıldı.
Madde 8: Bu maddeyle cumhurbaşkanına, 'devlet başkanı' sıfatı getiriliyor. Devletin başı olan cumhurbaşkanına, yürütme yetkisi de veriliyor.
Madde 9: TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle, cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla soruşturma açılmasını istenebilecek. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşerek, üye tam sayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verecek.
Madde 10: Seçilen cumhurbaşkanı bir veya daha fazla cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilecek. Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde 45 gün içinde sandığa gidilerek seçim yapılacak. Bu sürede yardımcı makama vekâlet edecek.
Madde 11: TBMM, üye tam sayısının 5'te 3 çoğunlukla, cumhurbaşkanı ise karar alması durumunda seçime gidilebilecek. Seçim kararı alınması durumunda hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı için oylama yapılacak.
Madde 12: Cumhurbaşkanına OHAL ilan etme yetkisi verildi. Meclis, onayına sunulacak OHAL'İ gerekli gördüğü süresini kısaltabilecek, uzatabilecek veya tamamen kaldırabilecek.
Madde 13: Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamayacak.
Madde 14: Maddeye göre, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu şeklinde değişecek. Kurulun üye sayısı 13, daire sayısı 2 olacak. Kurula Adalet Bakanı başkanlık edecek ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı da kurulun tabii üyesi olarak görev yapacak.
Madde 15: Kamu idareleri ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılacak. Kanununa, bütçeyle ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamayacak. Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini, mali yılbaşından en az 75 gün önce TBMM'ye sunacak.
Madde 16: Bu maddeyle, önerilen hükümet sistemine uyum için anayasanın farklı maddelerinde bulunan bazı ibareler değiştirildi ya da metinden tamamen çıkarıldı.
Madde 17: Bu madde uyarınca, TBMM'nin bir sonraki seçimi ve cumhurbaşkanı seçimi, 3 Kasım 2019 tarihinde yapılacak.
Madde 18: Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesileceğine" dair hükmün kaldırılması, değişikliğin yayımı tarihinde; mevcut anayasada Bakanlar Kurulu, sıkıyönetim, tasarı, kanun hükmünde kararname, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ibarelerinin kaldırılmasına dair değişiklikler de TBMM ve cumhurbaşkanı seçimleri sonucunda cumhurbaşkanının görevi başladığı tarihte yürürlüğe girecek.
Türkiye, 9 Temmuz itibariyle parlamenter rejimden 'Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi' olarak isimlendirilen yeni yönetim modeline geçiş yaptı. Cumhurbaşkanının yürütmenin başını aktif olarak üstlendiği sistemde başbakan olmayacak, başkan ülkeyi yardımcıları ve bakanlar ile doğrudan yönetecek. 'Yeni Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlenen ilk kabinesinde bir başkan yardımcısı ve 16 bakan bulunuyor.

















İşte Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'ydi yöneteceği 17 isim:

1-Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay
Yeni hükümet sisteminin yeni kabinesinde Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine getirilen Fuat Oktay, son olarak Başbakanlık Müsteşarlığı yapmıştı. Aynı zamanda THY Teknik A.Ş. yönetim kurulu üyeliği ve Türk Telekom A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevlerine sürdürüyor. Fuat Oktay'ın yeni kabinede bakanlığı konuşuluyordu ancak Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine getirilmesi ise sürpriz bir gelişme olarak nitelendiriliyor.

2-Adalet Bakanı Abdülhamit Gül
Geçtiğimiz dönem, parlamenter sistemin son hükumetinde Adalet Bakanlığı yapan Abdülhamit Gül yeni kabinede yerini korudu. 24 Haziran Milletvekili Genel Seçiminde Gaziantep Milletvekili olarak seçilen Gül, Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde de Adalet Bakanı görevine getirildi.
3-İçişleri Bakanı Süleyman Soylu
Yeni kabinede görevini koruyanlardan biri de Süleyman Soylu oldu. Parlamenter Sistemin son İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yeni kurulan kabinede de İçişleri Bakanlığına getirildi. 24 Haziran seçimlerinde İstanbul Milletvekili seçilen Soylu, Kasım 2015 - Eylül 2016 arası dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapmıştı.

4-Dış işleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu
Son dönemin Dış işleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da yeniden atanan bakanlar arasında. Daha önce 26 Aralık 2013-29 Ağustos 2014 tarihleri arasında Avrupa Birliği Bakanı ve Baş müzakereci olarak görev yapan Çavuşoğlu, 62. 64. ve 65. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin de Dış işleri Bakanıydı. Yeni kabinenin Dış işleri Bakanı Çavuşoğlu İngilizce, Almanca ve Japonca biliyor.

5-Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk
Ziya Selçuk yeni kabinede Milli Eğitim Bakanlığına getirilen isim oldu. Eski Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı olan Selçuk, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesinden doçentlik ve profesörlük unvanlarına sahip. Ziya Selçuk müfredat reformunu yürütmesinin yanı sıra Türkiye'yi AB müzakerelerinde eğitim ve bilim başlığı altında temsil etmişti.









6-Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt SELÇUK
Eski sistemin iki ayrı bakanlığı 'Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı' ile 'Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı' Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı olarak birleştirildi. Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminin ilk kabinesindeki iki kadın bakandan biri olan Zehra Zümrüt SELÇUK Çalışma, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı olarak atandı. Daha önce İslam İşbirliği Teşkilatı, İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezinde kıdemli araştırmacı olan Selçuk, aynı kurumda İstatistik ve Enformasyon Direktörlüğü de yaptı. Zehra Zümrüt SELÇUK’UN aynı zamanda KADEM Ankara temsilciliği ve Denetleme Kurulu üyeliği ile Kadın Birliği Platformu üyeliği bulunuyor.

7-Ticaret Bakanı Ruhsar PEKCAN
Yeni kabinenin diğer kadın bakanı Ruhsar PEKCAN, Ticaret Bakanlığı görevine getirildi. Daha önce üç dönem DEİK Türkiye-Suriye İş Konseyi Başkanlığı ve Türkiye-Ürdün İş Konseyi Başkanlığı yapan Pekcan TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini sürdürüyor.

8-Hazine ve Maliye Bakanı Berat ALBAYRAK
Ekonomi, Maliye ve Kalkınma bakanlıklarının birleştirilmesiyle oluşan Hazine ve Maliye Bakanlığına getirilen isim Berat ALBAYRAK oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı Albayrak, son dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanıydı. Hazine ve Maliye Bakanlığı için konuşulan isim Mehmet ŞİMŞEK’İN kabinede yer almaması ve ALBAYRAK’IN bu bakanlığa getirilmesi sürpriz olarak değerlendiriliyor.

10-Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih DÖNMEZ
Berat ALBAYRAK’IN yerine yeni kabinenin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak Fatih DÖNMEZ atandı. Türkiye Elektrik Sanayi Birliğinin kurucularından olan Fatih DÖNMEZ, 2015'ten itibaren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarlığı görevini yürütüyordu.

11-Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet KASAPOĞLU
Son olarak Spor Toto Teşkilat Başkanlığını sürdüren Mehmet Muharrem KASAPOĞLU, Gençlik ve Spor Bakanı oldu. KASAPOĞLU, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlıklarında da çeşitli görevlerde bulunmuştu. Yeni Gençlik ve Spor Bakanı KASAPOĞLU, Osman Aşkın BAK’IN yerine atandı.






12-Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet ERSOY
Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin Kültür ve Turizm Bakanlığına Mehmet ERSOY getirildi. Daha önce bakanlık deneyimi bulunmayan Mehmet ERSOY turizmci ve iş adamıdır.

13-Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa VARANK
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa VARANK yeni kabinede Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına getirildi. ABD'de Ağ Hizmetleri Teknolojisi alanında eğitim alan VARANK, Indiana Üniversitesi Teknoloji Enstitüsünde araştırmacı ve sistem yöneticisi olarak çalıştı. VARANK 2014'ten beri Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı görevini sürdürüyordu.

14-Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit TURAN
Yeni dönemin ilk kabinesinin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit TURAN oldu. Eski Kara yolları Genel Müdürü TURAN, Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı ve Danıştay üyeliği de yapmıştı.

15-Tarım ve Orman Bakanı Bekir PAKDEMİRLİ
Gıda Yarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı birleştirilerek yeni sistemde Tarım ve Orman Bakanlığına dönüştü. Yeni kabinenin ilk Tarım ve Orman Bakanı ise Bekir PAKDEMİRLİ oldu. Çeşitli şirketlerde üst düzey yöneticilik yapan ve Al baraka Türk Katılım Bankası, Bim AŞ. Ve Türkcell İletişim Hizmetleri AŞ. ‘de yönetim kurulu üyeliğini sürdürüyor.
16-Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat KURUM
Yeni kabinenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı iştiraki Emlak Konut GYO AŞ Genel Müdürü Murat KURUM getirildi. Murat KURUM 2006-2009 yılları arasında TOKİ'de Şube Müdürlüğü de yapmıştı.

17-Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA
Yeni sistemin ilk Sağlık Bakanı olarak göreve Fahrettin KOCA getirildi. Cerrah paşa Tıp Fakültesinde ihtisasını yapan Çocuk Sağlığı Uzmanı Koca Türkiye Eğitim Sağlık ve Araştırma Vakfı Başkanlığı ve Medipol Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı yaptı. Koca, Vakıf Üniversite Hastaneleri Derneği Başkanlığını ve Hizmet İhracatçıları Birliği Sağlık Hizmetleri Komitesi Başkanlığı görevlerinde de bulunuyor.
Milli Savunma Bakanı Hulusi AKAR
Eski sistemin son kabinesinde Genelkurmay Başkanlığı görevini yürüten Hulusi AKAR, beklendiği gibi Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminin ilk Milli Savunma Bakanı oldu. Hulusi AKAR 18 Ağustos 2015'ten itibaren Genelkurmay Başkanıydı.
Yukarıdaki yazı, www.tr.euronews.com dan alınmıştır.













29 EKİM 1923-DE GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN 
Türkiye'miz halkına armağan ettiği ve her sene kutladığımız bu bayramda birlik ve beraberlik içerisinde olmamız elzemdir.
CUMHURİYET BAYRAMINIZI KUTLAR, sıhhat; huzur ve neş’e dolu mutlu yarınlar temenni ederim. Udi Emin Bey-Emin DEĞİRMENCİ


ESKİ CUMHURİYET SİSTEMİ NEDİR?



ESKİ CUMHURİYET SİSTEMİ NEDİR?

CUMHURİYET bir devlet şeklidir. Cumhuriyet idaresinde halk, egemenliği elinde bulundurur, bunu seçtiği temsilciler vasıtasıyla kullanır.
Anayasa hukuku devlet şekillerini iki kategoriye ayırır:
MONARŞİLER: Devlet müessesesinin bir tek kişi etrafında teşkilatlandırıldılar; 
CUMHURİYETÇİLER: Devlet başında belli bir süre için seçimle gelen bir başkan vardır, onun etrafında muhtelif meclisler bulunur.
Tarih boyunca gelip geçen veya hâlen mevcut devletleri bu kategorilerden birine girdirmek mümkündür. Fakat hiçbiri ötekine tıpatıp benzemez. Bu noktayı hatırda tutmak şartıyla CUMHURİYET dediğimiz devlet şeklinin ana çizgilerini belirtebiliriz:
Bu kelimenin lügat manası:
 HALKA MENSUP HÜKUMET ŞEKLİ Kİ, HÜKÜMDARIN YERİNE HALKIN SEÇTİĞİ BİR BAŞKAN BULUNMASIDIR.
Eski Yunan filozofu ARİSTOTELES (ARİSTO) cumhuriyeti şöyle tarif eder: DEVLETİ, UMUMUN MENFAATİNİ GÖZETEREK HALK İDARE EDERSE, ONA CUMHURİYET DENİR.
Bu ana fikri işleyen, geliştiren MONTESQUİEU:
YASAMA, YÜRÜTME VE YARGI KUVVETLERİ TEK ŞAHISTA VEYA KURULDA TOPLANDIĞI TAKDİRDE, ADI CUMHURİYET DÂHİ OLSA VE ORGANLAR SEÇİMLE GELSE BİLE, O REJİM, HALK İDARESİ NİTELİĞİNİ TAŞIMAZ diyor.
Şu halde, cumhuriyet, öyle bir devlet şeklidir ki onda, bu 3 ana kuvvet (Yasama-Yürütme-Yargı), ayrı ayrı, birbirlerine karşı bağımsız ve birbirini dengeli bir surette denetleme esasına göre kurulmuş olacak, devletin başında da belli bir süre için seçimle gelen bir başkan bulunacaktır.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
Cumhuriyet deyimi tarihçiler tarafından ilk olarak, ETRÜSK krallarının memleketten çıkarılmasından sonra ROMA’DA kurulan hükumet için kullanılmıştır. Bazı tarihçiler bu deyimi eski Yunan şehir devletleri için de kullanırlar. Bu idareler gerçekten birer monarşi değildi. Devlet işlerinde nispeten müşterek bir idare vardı. İmparatorluk ve krallıklarda olduğu gibi devlet başkanlığı babadan oğula veya hanedanın diğer fertlerine geçmezdi.
Ortaçağ’da İtalya’daki Venedik, Cenova ve Floransa gibi küçük devletler CUMHURİYET adını taşırlardı. Fakat buralardaki devlet şekli gerçek bir halk idaresi değildi.
Vatandaşa hürriyet ve eşitlik getiren cumhuriyetlere, ancak XVIII. Y.Y. İkinci yarısında, Amerika Birleşik Devletleri İstiklâl Hareketi ve Fransız Büyük İhtilâli imkân hazırlamıştır. XIX. Y.Y. Bir devlet şekli olarak cumhuriyetin, Avrupa’da ve Amerika’da belirmesi, gelişmesi ve yerleşmesi için girişilen çetin ve kanlı mücadelelerle geçmiştir.
Bir cumhuriyet idaresi gerçek anlamıyla demokrasi değildir. Çünkü demokrasi doğrudan doğruya memleket halkının bir araya gelerek kanunlar yapması, bu kanunları tatbik edecek kimseleri seçmesi demektir. Hâlbuki memleketlerdeki nüfus çokluğu SAF DEMOKRASİNİN tatbikine asla imkân vermez. Bu bakımdan vatandaşların büyük bir çoğunluğunun oyu ile seçilen meclis veya meclislerin memleketi idare etmesi bakımından Cumhuriyet saf demokrasiye en yakın idare tarzıdır.
CUMHURİYETİN TEMEL FİKİRLERİ
Devrimizin cumhuriyet şeklindeki devletlerinde ana müesseseler ve temel fikirler şunlardır:
DEVLET BAŞKANLIĞI: Belli bir süre için seçimle gelinir. Bu makamın yetkileri az, görevi sınırlı ve ekseriya temsilidir.
YASAMA ORGANI: Seçimle gelen ve halkın vekâletini haiz sayılan bir veya iki meclisten kurulur. Seçimler, gitgide genel oy haline getirilmiş, devlet prizmasının kaidesi genişletilmiştir. Zamanımızda cemiyetlerin çok büyümüş olması dolayısıyla DOĞRUDAN DOĞRUYA TEMSİL ortadan kalkmıştır.
YÜRÜTME ORGANI: Ya devlet başkanının, ya da hükumet başkanının sorumluluğu ve idaresi altında, meclislere hesap vermekle ödevli KABİNE vardır. Vatandaşa karşı, hürriyet ve eşitlik prensiplerine uygun kanunlar dairesinde tarafsız muamele etmek zorunda olan teknik İDARE yürütme organının amme hizmetlerini görme vasıtasıdır.
YARGI ORGANI: Başta anayasa mahkemesi ile her derecedeki adlî ve idarî mahkemeleri teşkil eden bağımsız hâkimler, millet adına YARGILAMA ve HÜKÜM VERME hakkını kullanırlar.
Cumhuriyete iki ana fikir hâkimdir: Hürriyet ve eşitlik prensipleri. Genel olarak insanlara ve özellikle vatandaşlara tanınmış olan tekmil temel haklar ve çeşitli hürriyetler, bu iki ana fikirden doğar.
Nihayet, CUMHURİYET REJİMİ; Yasama, yürütme ve yargı hak ve yetkisinin kaynağının halkta olduğu inancına dayanır.
Bu inanç kaybolduğu veya bir tarafa itildiği gün, MONTESQUİEU’NUN belirttiği gibi, DEVLETİN ADI NE OLURSA OLSUN, CUMHURİYET BİR CESETTEN İBARET KALIR.

Yukarıdaki yazı, HAYAT ANSİKLOPEDİSİ Cilt 2. Sayfa: 770, 771’den bizzat tarafımdan not alınmıştır.
Emin DEĞİRMENCİ-16.10.2018-SALI-ÇUKUROVA






CUMHURİYETİN İLÂNI VE TEPKİLER

23 Nisan 1920’de TBMM’NİN açılmasıyla Anadolu’da ulusal egemenliğe dayanan yeni bir Türk devleti kurulmuş ve 1921 Anayasası’nda yer alan egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğuna dair hükümlerle Cumhuriyet yönetimi için önemli bir adım atılmıştı. Ancak savaş yılları olduğu için ulusun gücünü bölmemek için rejim konusu açıkça tartışılmamıştı. Lozan Barışı’nın imzalanmasından sonra iç politikaya ağırlık verilmeye başlanmış, Ankara'nın başkent olmasıyla da çok önemli siyasal gelişmelerin olacağı mesajı verilmişti.
27 Ekim 1923’te FETHİ BEY’İN istifasıyla ortaya çıkan hükumet bunalımı, Meclisin çalışmalarını oldukça zorlamıştır. Güçler birliği ilkesinin en katı şekli olan Meclis Hükumeti Sistemine göre yapılan seçimlerde bakanlar kurulunun oluşturulmaması, bu sistemin artık iyi işlemediğini göstermiş ve kabine sistemine geçilmesini zorunlu kılmıştır. Kabine sistemine geçiş için ise Cumhuriyet’in ilânı ve bu ilânla birlikte bir Cumhurbaşkanının seçilmesi gerekli görülmüştür.
Mustafa Kemal Paşa, bütün bu gelişmeler üzerine Cumhuriyetin ilân edilmesine karar vererek, 28 Ekim 1923 günü akşamı İsmet (İNÖNÜ) Paşa, Fethi (OKYAR) Bey, Kazım (ÖZALP) Paşa, Kemâlettin Sami Paşa, Halit Paşa, Rize Milletvekili Fuat Bey ile Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Bey’i Çankaya’ya davet etmiştir. Toplantıda misafirlerine, “YARIN CUMHURİYETİ İLÂN EDECEĞİZ” diyerek görüşlerini açıklayan Mustafa Kemal Paşa'nın bu düşüncesi, orada hazır bulunanlarca da olumlu karşılanmış ve hemen izlenecek yolun saptanmasına girişilmiştir. Konuklar ayrıldıktan sonra Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa, bu amaçla Anayasa’da yapılması gereken değişikliklere ilişkin bir yasa tasarısı da hazırlamışlardır.
Cumhuriyetin ilân edilmesi ile ilgili yasa tasarısı, Halk Fırkası Grubunda ele alınarak enine boyuna tartışılmıştır. Hatta bu tartışmalar sırasında İstanbul Milletvekili Abdurrahman Şeref Bey, “HÂKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR… KİME SORARSANIZ SORUNUZ, BU CUMHURİYETTİR. DOĞAN ÇOCUĞUN ADIDIR. AMA BU AD KİMİLERİNE HOŞ GELMEMİŞ, VARSIN GELMESİN!” Diyerek tasarıdan yana olduğunu dile getirmiştir. Meclisin ve devletin tek partisi durumunda bulunan Halk Fırkasının onayından geçen tasarının kanunlaşması, artık sadece bir formaliteden ibaret olacaktı. Tasarı saat 20.30’da Meclise sunularak, devletin rejiminin Cumhuriyet olduğu “YAŞASIN CUMHURİYET” sesleri ve alkışları arasında kabul edilmiştir. Cumhuriyetin ilânı kararına birkaç üye çekimser kalarak katılmamış, katılan 158 üyenin tümü olumlu oy vermiştir.





Siz konusu Anayasa değişikliği ile 1. Madde şu şekilde yeniden düzenlenmiştir:
HÂKİMİYET BİLÂ KAYDÛ ŞART MİLLETİNDİR. İDARE USULÜ HALKIN MUKADDERATINI BİZZAT VE BİL-FİİL İDARE ETMESİ ESASINA MÜSTENİTTİR. TÜRKİYE DEVLETİ’NİN ŞEKLİ HÜKUMETİ CUMHURİYETTİR.”
Bundan sonra Cumhurbaşkanı seçimine geçilmiş, yoklama suretiyle ve açık oyla yapılan seçimde 159 üyenin bulunduğu Mecliste Mustafa Kemal, bir çekimser oya karşılık 158 üyenin olumlu oylarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk Cumhurbaşkanı olmuştur.
Cumhuriyetin ilân edilmesiyle birlikte, artık Cumhurbaşkanının TBMM seçecek, Başkanı ise Cumhurbaşkanı tayin edecek. Bakanları, Başbakan seçecek ve kabine Meclis’ten güvenoyu alınca hükumet kurulmuş olacaktı.
Cumhuriyetin ilânı ile birlikte; Türkiye devletinin ve hükümet şeklinin Cumhuriyet olduğu kanunlaşmış; devlet başkanlığı ve hükümet bunalımı gibi sorunlar çözümlenmiştir. İlk kez kabine sistemine geçilerek, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa tarafından başkanlığa atanan İsmet Paşa, Cumhuriyetin ilk kabinesini (Hükumeti) kurmuştur. Fethi (OKYAR) Bey ise Meclis Başkanı seçilmiştir. Ayrıca ulusal egemenlik ilkesi biraz daha güçlendirilerek, halkın yönetime katılmasının yolu açılmıştır.
Cumhuriyetin ilân edilmesi genelde törenlerle kutlanırken, kimi çevrelerde de olumsuz tepkiler doğurmuş ve oldukça sert eleştirilere yol açmıştır. Hüseyin Cahit (YALÇIN), Velid Ebüzziya ve Ahmet Emin (YALMAN) gibi gazeteciler, Tanin, Tevhid-î Efkâr ve Vatan, gibi gazetelerde, Cumhuriyetin ilânını beğenmeyip sert eleştiriler getirmişlerdir.
Cumhuriyetin ilânından ve Mustafa Kemal Paşa'nın Cumhurbaşkanı seçilmesinden rahatsız olan sadece İstanbul basını değildir. Mustafa Kemal Paşa'nın bazı silâh arkadaşları da gelişmelerden hoşnut olmamış ve çeşitli düzeylerde tepki göstermişlerdir. En sert eleştiriyi Rauf Bey getirmiştir. Rauf Bey ile Ali Fuat, Kazım KARABEKİR ve Refet Paşaların tepkileri, Cumhuriyet’in ilânından sonra Kurtuluş Savaşı kadrosu arasındaki ayrışmayı somut olarak ortaya koymuştur.
Bazı siyasal, sosyal ve ekonomik sorunların çözümsüzlüğünde ve ayrıca yeni sorunların belirmesinde, içerideki uygulamalar kadar, dış dünyada yaşanan olayların da etkisi olmuştur. Başka bir deyişle Türkiye’de yaşanan bazı olumsuzluklarda ya da başarısızlıklarda, tek sorumlu olarak siyaset alanı gösterilmemelidir. Bu bağlamda tarihçiye düşen görev, geçmişe dair mahkemeler kurarak hesaplaşmaya girişmek olmamalıdır. Tarihçi, olay ve olguları her türlü ön yargıdan uzak bir şekilde ortaya koymalı ve elde ettiği bilgileri toplumla paylaşmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti tarihine de bu tarih yöntem bilimi çerçevesinde yaklaşılmalıdır.


Yukarıdaki yazı, bizzat tarafımdan not alınmıştır:
“Başlangıcından Günümüze Türkiye Cumhuriyeti Tarihi”
Prof. Dr. Temuçin Faik ERTAN-Doç. Dr. Necdet AYSAL-Dr. Alper BAKACAK-Dr. Hasan DİNÇER-Dr. Kadri UNAT-
Editör: Prof. Dr. Temuçin Faik ERTAN
SİYASAL KİTABEVİ-Şehit Adem YAVUZ Sokak. Hitit Apt. No: 14/1-Kızılay/ANKARA-Sayfa: 158, 159, 160-304


Emin olun çocukluğumdan beri çok büyük TRAVMALAR yaşamış biriyim. Merhum Adnan MENDERES’İN ve arkadaşlarının asılması beni çok üzmüştü. Çünkü Allah'ın almadığı bir canı nasıl olur da biz insanlar alabilirdik. Çünkü uçaktan düşen Merhum Adnan MENDERES’İN burnu bile kanamamıştı. Ayrıca asılırken infazı yapan memurun söylediğine göre darağacında ipler iki defa kopmuş. Demek ki o anda bile Allah, O’nun asılmasına karşıydı. Onun için biz onun vebalini daha çok zaman çekeceğimizden eminim. Bir çocuk, babasını asar mı? Veyahut bir baba evlâdını asar mı? İşte bu olayı ben bu şekilde hâlâ zihnimde yorumluyorum ve atamıyorum.
Daha sonra hiçbir suçu olmayan gençlerimizi birbirlerine düşürüldüler. Bazı gençlerimizin asıldıklarını duyduk. O zamanlar televizyon yoktu.  
Daha sonra yine çeşitli müdahaleler oldu. Hükumet başkanları bile hapislere girdiler.
Şunu demek istiyorum. Türkiye’de devamlı olarak boşuna müdahaleler oldu. Hiç sevmediğim 1980 yılındaki askerî müdahaledir.
Daha sonra yine çeşitli müdahaleler oldu. Ben tarihçi değilim ki size yazayım…
Tarihi seviniz ve sevdiriniz, daima her gün okuyunuz. Tarihten ibret dersi alınsaydı; o zaman tekerrür etmezdi. Maalesef hiç de ibret alınmamaktadır.
En son 15 TEMMUZ 2016 Cuma gecesi başlayan ve ertesi güne (Cumartesi’ye) sarkan ve boşu boşuna yapılan OLAYLARI hiçbir zaman tasvip (uygun bulmuyorum ve onaylamıyorum) etmiyorum. Bundan sonra da asla etmeyeceğim. Yazık oldu onlarca vatandaşımız, gencimiz, askerlerimiz, komutanlarımız hayatını boşu boşuna kaybettiler.
Yeni kurulan sistemden sonra inşallah bir daha da şu güzelim Türkiye'mizde asla MÜDAHALE olmaz.
Ben Emin DEĞİRMENCİ, bir udi Bestekâr ve sanatçı olarak mecburen TAM BAĞIMSIZ; TAM TARAFSIZ ve TAM BAĞLANTISIZ olarak düşünmek, davranmak; yaşantımı devam ettirmek zorundayım. Aksi takdirde bütün gruplar bana karşı karşıt görüş besleyebilirler. Emin olun bu dünyada en çok bu gibi şeylerden etkilenen ince ruhlu insanlar değil midir?
Seçilmiş bir guruba, takıma, partiye karşı asla nefret duygusu beslemeyiniz. Bunu yapan diğer guruplar, takımlar ve partiler sönmeye ve yıkılmaya mahkûmdurlar. Hani derler ya yarışı kaybetmek önemli değildir. Önemli olan centilmence koşmak değil midir? Onun için kesinlikle ahlâk kurallarına uyalım. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ne demiş biliyor musunuz? “BEN SPORU SEVERİM; SPORCUNUN İSE EN AHLÂKLI OLANINI DAHA ÇOK SEVERİM!” Bir gün siz de başa geçmek istiyorsanız seçilen bu takım veya gurupları kabul ediniz ve hoşgörülü olunuz. İyi ve olumlu istişarelerle bir araya gelerek bu güzelim Türkiye'mizi yönetmeye çalışınız. DAİMA HALKIN ÖNÜNE GEÇEREK YENİ YENİ FİKİRLER ÜRETİNİZ. BUNLAR OLUMLU VE YARARLI FİKİRLER OLSUN.
ZAMAN EN BÜYÜK İLÂÇTIR. ONUN İÇİN SABIRLI OLUNUZ. YENİ HÜKUMETİN ÇALIŞMASINA İZİN VERİNİZ. ZAMANI GELİNCE SİZLER DE BAŞA GEÇEBİLECEĞİNİZE EMİN OLABİLİRSİNİZ.
HER TÜRLÜ MÜDAHALELERE ASLA GEÇİT VERİLMEMELİDİR.
Yazan: Udi Emin Bey-Emin DEĞİRMENCİ-
16.10.2018-SALI-ÇUKUROVA


GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN bizlere armağan ettiği ve her yıl büyük bir coşku ve onurla kutladığımız bu bayrama sahip çıkalım. Bu günden itibaren birlik ve beraberlik içesinde, SEVGİ DOLU; HOŞGÖRÜLÜ OLALIM. SEVELİM, SEVİLELİM; DÜNYA KİMSEYE KALMAZ…
29 EKİM 1923’DEN BERİ (95.YIL) İDAME ETTİRDİĞİMİZ CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN-Herkese sıhhat; huzur; neş’e dolu mutlu yarınlar temenni ederim. Udî Emin Bey