31 Ağustos 2018 Cuma

ŞİFÂSIZ BİR YARADIR/2018.08.31/10:14:33-120

ŞİFÂSIZ BİR YARADIR/2018.08.31/10:14:33-120--ŞİFÂSIZ BİR YARADIR
Karanlıklar içinde, iki gözüm yoldadır
Kalbimdeki özlemin, şifâsız bir yaradır
Ayrılıklar kaderim; yalnızlıklar benimle
Kalbimdeki özlemin, şifâsız bir yaradır
Halit ÇELİKOĞLU
UŞŞAK ŞARKI
Usûlü: DÜYEK
TRT numarası: 482
Müzik: Erdoğan YILDIZEL

VİDEOYU, GÖNÜL KÖŞESİ-Emin DEĞİRMENCİ-Udi Bestekar kanalında izleyebilirsiniz.








30 Ağustos 2018 Perşembe

30 AĞUSTOS NEDİR?

Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan MONDROS MÜTAREKESİ ve SEVR Antlaşmasıyla yurdumuz tamamen elimizden alınıyor. Vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Türk Milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi. 19 Mayıs 1919'da ATATÜRK'ÜN, SAMSUN'A çıkmasıyla, Kurtuluş Savaşı başlatılmış oldu. AMASYA GENELGESİNİN yayınlanmasının ardından ERZURUM ve SİVAS KONGRELERİ yapıldı. Daha sonra 27 ARALIK 1919'DA ANKARA'YA gelen ATATÜRK, 23 NİSAN 1920'DE TBMM-SİNİ kurdu. Böylece hem memleketin yönetimi halkın iradesine verilmiş; hem de KURTULUŞ SAVAŞININ merkezi ANKARA oluyordu. ATATÜRK, TBMM'DE yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. MİSAK-I MİLLİ sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşünden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı, Doğuda Ermeni çetelerine karşı kazanıldı. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, BİRİNCİ İNÖNÜ ve İKİNCİ İNÖNÜ Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılara büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçti. Saldırı üzerine MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, ordularına: "HATTI MÜDAFAA YOKTUR SATHI MÜDAFAA VARDIR. BU SATIH, BÜTÜN VATANDIR. VATANIN HER KARIŞ TOPRAĞI VATANDAŞIN KANIYLA ISLANMADIKÇA TERK OLUNAMAZ." emrini verdi. Türk askeri, büyük bir azim ve fedakarlıkla bu karara uydu. 23 AĞUSTOS ve 12 EYLÜL 1921 tarihleri arasında yapılan SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti. Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan SAKARYA Savaşından sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı. 1922 yılı AĞUSTOS'UNA kadar hazırlıklar tamamlandı. Güneydeki Türk birlikleri büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydırıldı. İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırıldı. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hale getirilen toplar onarıldı. Yeni silahlar satın alındı. Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı. Bu hazırlıklardan sonra, GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN Başkomutanlığını yaptığı ordumuz,  26 AĞUSTOS 1922'DE düşmana saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 AĞUSTOS'TA düşman çember içine alındı. Sağ kalanla esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı TRİKOPİS-de  vardı. Bu savaş, ATATÜRK'ÜN başkomutanlığında yapıldığı için BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ olarak adlandırıldı. Büyük Taarruzun başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir'e kadar takip edildi. 9 EYLÜL 1922'DE İzmir'in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline "DUR" diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı bütün dünyaya ispatlayan bu büyük zaferi her yıl, 30 AĞUSTOS günü, bayram sevinciyle kutluyoruz.
Yukarıdaki satırlar ÜLKEM VE ŞEHRİM TAKVİMİNDEN bizzat tarafımdan alınmıştır.

Yalnız şunu unutmayalım: MALAZGİRT MEYDAN MUHAREBESİ ile BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ sanki birbirleriyle kardeştirler. Onun için bu ikisini her an için birlikte analım ve yad edelim. ANADOLU'MUZA sahip çıkalım. Ona göz koyanlara asla ve asla göz açtırmayalım. İlköğretim Okullarımızda bütün çocuklarımıza ve gençlerimize GÖRÜNTÜLÜ olarak açıklamaktan bir an bile geri durmayalım.
Bütün şehitlerimize Allah'tan sonsuz rahmet diliyorum. Gazilerimize de sıhhat; huzur; dolu mutlu yarınlar temenni ediyorum. ALLAH, BU MEMLEKETE BİR DAHA BÖYLE BİR SAVAŞ GÖSTERMESİN. İşte onun için bu günden itibaren Türkiye'mizin Yediden Yetmişine kadar bütün insanlarının birlik ve beraberlik içinde olmaları gerekmektedir. Daima birbirimize karşı HOŞGÖRÜLÜ olmalıyız. SEVELİM, SEVİLELİM ve SEVGİ DOLU olalım. Çünkü SEVGİ ile her şeyin tedavi olacağını hiçbir zaman unutmamalıyız. İşte bizim bundan sonra en büyük savaşımız birlik ve beraberlik içinde olmaktır. Udi Emin Bey-EMİN DEĞİRMENCİ-31.08.2018-CUMA-




28 Ağustos 2018 Salı

SEVGİME DERİNDEN/2018.08.28/11:54:12-521

SEVGİME DERİNDEN/2018.08.28/11:54:12-521--SEVGİME DERİNDEN
1-Sensiz yaşamanın, ne hükmü olur
Yeşeren dallarım, kuruyup çürür
Seni dilerim hep, söyleyip durur
Yokluğun ölümdür, söyler giderim
(NAKARAT)
İkimize vuslat, yoksa eğer can
Ölüm beşik olur, sallar giderim
Sevgime derinden, bir mezar kazıp
Selâmı; kelâmı, keser giderim
2-Bir daha kapanmaz açılan yara
Hasretin döndürdü, alevli kora
Sönsün istedikçe, ateşim hara
Ölümüm mahşerim, yanar giderim
(NAKARAT)
Ayşe AKDEMİR
NİHÂVEND Şarkı
Usûlü: SOFYAN
Müzik: Nevzat GÖL
Söz: Ayşe AKDEMİR
Şarkıyı sesi ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ

VİDEOYU, ÇUKUROVA'NIN Sesi-Emin DEĞİRMENCİ-Udi Bestekar kanalında izleyebilirsiniz.




27 Ağustos 2018 Pazartesi

ANLARSIN NE ÇEKTİĞİMİ/2018.08.27/13:50:50-290

ANLARSIN NE ÇEKTİĞİMİ/2018.08.27/13:50:50-290--ANLARSIN NE ÇEKTİĞİMİ
1-Ne zaman düştüğüm derde düşersen
O zaman anlarsın ne çektiğimi
Gözlerin gereksiz akarsa bir gün
O zaman anlarsın ne çektiğimi
2-Uykular geceni ansızın böler
İçindeki sevgi; umutlar söner
Eller deli diye, arkandan güler
O zaman anlarsın ne çektiğimi
3-Geceleri zindan, uykular gelmez
Kafan doludur hep, yüzün hiç gülmez
Derdin kalptedir, soranın olmaz
O zaman anlarsın ne çektiğimi
4-Gözyaşların kurur, yaş akmaz olur
İçindeki sevgi, ümitler ölür
Hayatın çekilmez, vurdukça vurur
O zaman anlarsın ne çektiğimi…
Ayşe AKDEMİR
NİHÂVEND ŞARKI
Usûlü: DÜYEK
Müzik: Nevzat GÖL
Söz: Ayşe AKDEMİR
Şarkıyı sesi ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ

VİDEOYU, ÇUKUROVA'NIN Sesi-Emin DEĞİRMENCİ-Udi Bestekar kanalında izleyebilirsiniz





26 Ağustos 2018 Pazar

SORMAYIN DOSTLAR/2018.08.26/12:28:52-082

SORMAYIN DOSTLAR/2018.08.26/12:28:52-082--SORMAYIN DOSTLAR
1-Bakışlarda kaldı bizim sevgimiz
Alev alev yandı seven gönlümüz
Hangimiz mutlu ki güler hangimiz
Kader kurbanıyım, sormayın dostlar
2-Ne gecemde uyku; ne günüm gündür
Sensiz geçen her an bana ölümdür
Yaktığın ateşi, gel de sen söndür
Kader kurbanıyım, sormayın dostlar
Siverekli Ressam Mahmut ÖZÇEKER
MUHAYYERKÜRDÎ Şarkı
Usûlü: SOFYAN
Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Udî-
Söz: Siverekli Ressam Mahmut ÖZÇEKER
Beste târihi: 18 MAYIS-2014-PAZAR-ÇUKUROVA
Şakıyı sese ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ

VİDEOYU, O GÜL-ENDAM-Emin DEĞİRMENCİ-Udi Bestekar kanalında izleyebilirsiniz.




25 Ağustos 2018 Cumartesi

BENİ AĞLATIR ŞİMDİ/2018.08.25/10:50:50-676

BENİ AĞLATIR ŞİMDİ/2018.08.25/10:50:50-676--BENİ AĞLATIR ŞİMDİ
1-Doldurma dur sâki, benden bu kadar
İçtikçe artıyor gönlümde efkâr
Bir türlü geçmeyen aşk yarası var
Bu son kadeh, beni ağlatır şimdi
2-Küsmeyin dostlarım ne olur bana
Her yudumda mâzi geldi aklıma
Bir zâlimi sevdim, kıydı aşkıma
Bu son kadeh, beni ağlatır şimdi
3-Kadehi ters çevir, yanlışlık olur
Bilmeden içerim, belki unutur
Neşemiz hep kaçar; ortam bozulur
Bu son kadeh, beni ağlatır şimdi
4-Teselli etmedi içtiğim meyler
Siz gülün; eylenin; yarasın beyler
Hesâbı ben ödedim, iyi geceler
Bu son kadeh, beni ağlatır şimdi
Hâşim YİĞİT
NİHÂVEND Şarkı
Usûlü: SOFYAN
Müzik: Nevzat GÖL
Söz: Hâşim YİĞİT
Şarkıyı sesi ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ

VİDEOYU, ÇUKUROVA'NIN Sesi-Emin DEĞİRMENCİ-Udi Bestekar kanalında izleyebilirsiniz.




KURBAN OLAYIM/2018.08.24/15:29:03-299

KURBAN OLAYIM/2018.08.24/15:29:03-299--KURBAN OLAYIM
1-Üstâdım, şeref ver buyur masama
Bu akşam dertliyim, derman ol bana
O güzel kemanı koyup omzuna
Dağıt efkârımı, kurban olayım
(NAKARAT)
Beni, mâzilerde gezdir bu gece
Çıkar bulutlara, uçur bu gece
Sarhoş et; coştur bu gece
Gören mutlu sansın, kurban olayım
2-Gönülden vurgunum; kalpten yaralı
Yar ile küs olup, ayrı kalalı
Hâlim çok perişan, derdi tadalı
Dağıt efkârımı, kurban olayım…
(NAKARAT)
Haşim YİĞİT
HİCAZ ŞARKI
Usûlü: DÜYEK
Müzik: Nevzat GÖL
Söz: Haşim YİĞİT
Şarkıyı sesi ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ

VİDEOYU, ÇUKUROVA'NIN Sesi-Emin DEĞİRMENCİ-Udi Bestekar kanalında izleyebilirsiniz.




23 Ağustos 2018 Perşembe

AŞKIMI BIRAKIYORUM/2018.08.23/12:21:17-557

AŞKIMI BIRAKIYORUM/2018.08.23/12:21:17-557-- AŞKIMI BIRAKIYORUM
1-Seninle son günüm, bu son elvedâm
Sevgilim hoşça kal, ben gidiyorum
Sen ömrüm; baharım; en büyük sevdâm
Sana, bu aşkımı bırakıyorum…
(NAKARAT)
Bu kadarmış demek bizim aşkımız
Öyle yazılmış alın yazımız
Sevgilim, zamansız bitti şarkımız
Sana, bu aşkımı bırakıyorum…
2-Kalbimde sadece sen vardın
Dudağımda izin; elimde elin
Seninle olmaktı arzum; emelim
Sana, bu aşkımı bırakıyorum…
(NAKARAT)
HÜZZÂM ŞARKI
Usûlü: DÜYEK
Müzik: Nevzat GÖL
Söz: İlker SEMERCİ

VİDEOYU, ÇUKUROVA'NIN Sesi-Emin DEĞİRMENCİ-Udi Bestekar kanalında izleyebilirsiniz.




22 Ağustos 2018 Çarşamba

MALAZGİRT MEYDAN MUHAREBESİ NEDİR?















MALAZGİRT MEYDAN SAVAŞI:
Malazgirt, Doğu Anadolu bölgesindedir. -Yukarı Murat-Van bölümüdür. MUŞ ili- İlçe Merkezi, küçük şehir; 19079 nüfus. (1990) Muş-Karaköse yolunun 167 km. si üzerinde; yükselen 1565 metre Adını aldığı ovanın kenarındadır. Muş’a bağlı ilçe merkezleri arasında en fazla nüfuslu olanıdır. MALAZGİRT İlçesi 1534 Km2 62 851 nüfuslu (1990) Merkez, AKTUZLA, KARAHASAN, NURETTİN bucakları; 70 köy var. İnsanlar, Tahıl, Hayvancılıkla uğraşılmaktadırlar.
Anadolu’nun geleceği için Selçuklu Sultanı ALPARSLAN ile Bizans İmparatoru ROMANS DİOGENES 1081 yılının Cuma günü, DANDANAKAN savaşından sonra (1040), HORASAN ve İRAN’DA kurulan Selçuklu Devleti, batıya dönük bir fetih siyaseti takip etti. Daha TUĞRUL Bey zamanında Anadolu’ya akınlar yaptı. Selçuklu Beylerinden İBRAHİM YENAL ile KUTLAMIŞ, Bizans topraklarına girerek birçok şehir ve kasabayı yağmaladılar. ERCİŞ’İ ele geçiren TUĞRUL Bey, buradan ÇORUH havzasına kuvvetler gönderdi (1054). 1057’de YAKUTÎ, yanında SANDUK adlı emir olduğu halde Doğu Anadolu’da göründü. İki yıl sonra daha kalabalık bir kuvvetle Anadolu’nun kuzey bölgelerinde ilerledi. SİVAS’I aldı; 1062’de DİYARBAKIR bölgesi hâkimi MERVANOĞULLARIYLA anlaşarak DİCLE ve FIRAT havzalarına kadar geldi. TUĞRUL Bey’in ölümünden sonra (1063) yerine geçen ALPARSLAN, amcasının izinden gitti. KUTALMIŞ’IN isyanını bastırdıktan sonra, GÜRCİSTAN ve ANADOLU’YA seferler düzenleyerek, ANİ şehrini aldı (1064). Bu sırada kuvvetli bir uz (Oğuz) kitlesi TUNA nehrini geçerek SELÂNİK’E kadar MAKEDONYA’YI yağmaladı (1065). Bir yıl sonra da GÜMÜŞTİGİN, AFŞİN ve AHMED ŞAH, ELCEZİRE’YE inerek NUSAYBİN’İ kuşattılar. Şehri alamayacaklarını anlayarak FIRAT’I geçtiler ve HISN MANSUR (ADIYAMAN) bölgesini yağmaladılar. 1067’de bir BİZANS ordusunu MALATYA’DA yenen AFŞİN, MARMARA’YA kadar akınlar yaptı ve KİLİKYA üzerinden geri döndü. Bu arada ALPARSLAN, ARAS ırmağını geçerek GÜRCÜ Kralını vergiye bağladı; içlerinde eniştesi KURÇU’NUN da olduğu emir ve hanları Doğu Anadolu’ya gönderdi. Öte yandan KOSTANTİNOS X’UN ölümüyle karışan BİZANS, yaklaşan Türk tehlikesinin henüz farkında değildi. İmparator KOSTANTİNOS X’UN yerine geçen İmparatoriçe EUDOKSİA’NIN kötü yönetimi, eyalet valilerini birbirine düşürmüştür.
Duruma hâkim olmak isteyen EUDOKSİA, ROMANOS DİOGENES ile evlendi (1068). Böylece İmparator ilân edilen ROMANOS DİOGENES IV, MAKEDONYALILARDAN meydana getirdiği orduyla sefere çıktı; fakat ESKİŞEHİR önlerine kadar gelen Türkleri durduramadı; yeniden düzenlediği orduyu MANUEL KOMMENOS yönetiminde ANADOLU’YA gönderdi. MANUEL, SİVAS’A kadar ilerledi; fakat buradan ALPARSLAN’IN eniştesi ER-SOGUN tarafından yenilenerek esir düştü. Türklerin bu son başarısı ROMANOS’UN büyük bir ordu hazırlayarak ALPARSLAN’IN üstüne yürümesine sebep oldu. İmparator, Selçuklu Sultanını yenmek ve devletini yıkmak için Bizans’tan ayrıldı (13 Mart 1071). Bu haberi, FATIMÎ Devletini ele geçirmek üzere ŞAM’A doğru ilerlediği sırada alan ALPARSLAN, MUSUL yoluyla geri döndü. ROMANOS DİOGENES, ALPARSLAN’IN yer değiştirmesini korkaklıkla niteledi. Bu yüzden Sivas’ta topladığı savaş meclisinde, yaşlı Bizans generallerinin ERZURUM’DAN öteye gitmeme teklifini, ordusunun büyüklüğüne güvenerek reddetti; hattâ kuvvetlerinden bir kısmını Türkler tarafından daha önce alınan yerleri geri almaya gönderdi. Bu kuvvetler az sayıda Türk askerinin koruduğu MALAZGİRT’İ aldı. EL CEZİRE ve ermeni kuvvetleri kumandanı BASİLEİOS ile ALPARSLAN’IN öncüleri arasındaki ilk çarpışma AHLAT önlerinde oldu (24 AĞUSTOS 1071). Türkler savaşı kazanarak BİZANSLILARIN elinde bulunan som altından büyük haçı ele geçirdiler. Bu çarpışmayı kazanan EMİR SANDUK, ALPARSLAN’IN ilerlemesini sağladı. Yanındaki kuvvetlerle ilerleyen ALPARSLAN, hazinesini ve karısını, veziri NİZAMÜLMÜLK ile birlikte HEMEDAN’A gönderdi. ALPARSLAN’IN ordusunda iyi silahlanmış 4000 hassa askeri, 40.000 Türk atlısı ve 1000 kadar da gönüllü asker vardı. SAVTEKİN, SANDUK, AFŞİN, SÜLEYMAN ŞAH, ALTUNTAŞ, ATSIZ, AKSUNGUR, DANİŞMEND, ARTUK, SALTUK ÇAVLI, ÇAVULDUK, MENGÜCEK, GEVHERAYİN, PORSUK, BOZAN gibi zamanının en büyük kumandan ve emirleri ALPARSLAN’IN ordusunda yer alıyordu. Bizans ordusunda, hassa ordusundan başka FRANK, NORMAN, İSLAV, PEÇENEK, UZ, GÜRCÜ, ABHAZ ve ERMENİ kuvvetleri vardı. Bunların sayıları, bazı kaynaklara göre 200,000’in üstündeydi. ALPARSLAN’IN hızlı bir ilerleyişiyle MALAZGİRT önlerinde görünmesi İmparatoru şaşırttı. Bununla birlikte dini bir vecibeyi yerine getirmek isteyen ALPARSLAN, halifenin elçisi Kadı İBNÜL MUHELBAN başkanlığında SAVTEKİN’İ, ROMANOS DİOGENES’E göndererek barış teklifinde bulundu. Gelen heyeti huzuruna kabul eden İmparator, öne sürülen barış şartlarını kabul etmediği ve İBNÜL MUHEMBAN’A “Kendisi ve atları için ISFAHAN şehrini mi, yoksa HEMEDAN’IN mı iyi olduğunu” sordu. Hazır cevap bir kişi olan İBNÜL MUHELBAN ise “Atlarınız için HEMEDAN iyidir; size gelince onu bilmiyorum.” Diye cevap verdi. İBNÜL MUHELBAN’IN verdiği cevaptan hoşlanmayan ROMANOS, “Rum ülkelerine yapılanları İslâm ülkelerine yapmadan geri dönmem.” Diyerek barış konusunda son sözünü söyledi. Bunun anlamı savaştı.
Selçuklu Sultanı,  İmparatorun cevabına çok üzüldü. Kendisini, imamı olan Buharalı büyük Âlim ABDULMELİKOĞLU EBU NASR MUHAMMED “Bütün İslâm âleminin kalbi ve duası seninle ve askerinledir; dini koruyanın yardımcısı ALLAH’TIR; zafer bizimdir.” Diye teselli etti. İmparatorun ordusu AHLAT’TAN 12 Km uzaklıktaki RAHVA (ZAHVA) ovasına geldiği zaman bütün hâkim tepelerin Selçuklular tarafından tutulduğunu gördü. Türk okçularının bu tepelerden attığı oklar bütün gece Bizans askerlerini uyutmadı. ALPARSLAN, ordusunun bir kısmanı emir ve beylerin kumandasında pusulara yerleştirdi. Kendisi de merkez hattında yer aldı. Öte yandan Bizans ordusunun sol kanadında Rumeli kuvvetleriyle NİKEPHOROS BRYENNİOS, sağ kanadında UZ askerleriyle KAPPADOKİALI GENERAL ALİATES, merkez hattında ROMANOS DİOGENES, geride yedek kuvvetlerin başında da imparatorun üvey oğlu ANDRONİKOS bulunuyordu. 25 AĞUSTOS 1071 Perşembe gününü her iki taraf tam bir savaş düzeni içinde geçirdi. Bu arada Selçuklu atlı birlikleri sürekli olarak tekbir sesleriyle, boru, davul çaldılar; haykırarak ve oklar atarak Bizans askerlerini moral bakımından çökertmeye çalıştılar. Buna karşılık Bizanslılar da geceyi çan çalarak geçirdiler. 26 AĞUSTOS Cuma sabahı günün erken saatlerinde PEÇENEK ve UZ kıtalarından bir kısmı İmparatorun saflarını terk ederek SELÇUKLULAR safına geçtiler. Bunun üzerine ALPARSLAN, bütün kumandanlarını toplayarak onlarla görüştü; Cuma namazını kıldı ve askerlerine son olarak şu sözleri söyledi:
“EY ASKERLERİM VE KUMANDANLARIM! DAHA NE ZAMANA KADAR BİZ AZINLIKTA, DÜŞMAN ÇOĞUNLUKTA OLMAK ÜZERE, BÖYLE BEKLEYECEĞİZ? BEN KENDİM, MÜSLÜMANLARIN MİMBERDE BİZİM İÇİN DUA ETMEKTE OLDUKLARI BU SAATTE DÜŞMANIN ÜSTÜNE ATILMAK İSTİYORUM. BUGÜN BURADA NE EMREDEN BİR SULTAN; NE DE EMRİ ALAN BİR ASKER VARDIR. BUGÜN BEN SİZLERDEN BİRİYİM VE SİZLERLE BİRLİKTE SAVAŞACAĞIM. BURADA ALLAH’TAN BAŞKA BİR SULTAN YOKTUR. YA ZAFER KAZANIRIZ; YA DA ŞEHİT OLARAK CENNETE GİDERİZ. İSTEYEN BENİMLE GELSİN, İSTEYEN GERİ DÖNSÜN. BEN MEMLEKET İÇİN, İSLÂM İÇİN ÖLÜME KOŞUYORUM. BENİ TAKİP EDENLER VE KENDİLERİNİ YÜCE ALLAH’A ADAYANLARDAN ŞEHİT OLANLAR CENNET’E, SAĞ KALANLAR İSE GANİMETE KAVUŞACAKLARDIR. AYRILANLARI AHİRETTE ATEŞ, DÜNYADA DA ALÇAKLIK BEKLEMEKTEDİR.
EY ASKERLERİM! EĞER ŞEHİT OLURSAM BU BEYAZ ELBİSE KEFENİM OLSUN. O ZAMAN RUHUM GÖKLERE YÜKSELECEKTİR. BENDEN SONRA OĞLUM MELİKŞAH’I TAHTA ÇIKARTINIZ VE ONA İTAAT EDİNİZ. ZAFERİ KAZANIRSAK İSTİKBÂL BİZİMDİR.” Diye haykırmıştır. Daha sonra attan inerek secdeye kapandı ve şöyle dua etti: “YÂ RABB! SENİ KENDİME VEKİL YAPIYORUM. AZAMETİN KARŞISINDA YÜZÜMÜ YERE SÜRÜYOR VE SENİN UĞRUNDA SAVAŞIYORUM. EY ALLAH’IM! NİYETİM HALİSTİR, BANA YARDIM ET. SÖZLERİMDE HİLAF VARSA BENİ KAHRET!” Diyerek, gözleri dolu, dolu secdeden başını kaldırdı.
 Bu konuşmadan sonra ALPARSLAN bir nefer gibi atının kolanını sıktı, kuyruğunu bağladı, yayını atarak eline bir topuz aldı, ordusunu dört kısma ayırdı; ikisini savaş alanının iki yanındaki tepelere, diğerini geriye yerleştirdi; dördüncü kısmın da başına kendisi geçti. Saldırıya ilk geçen taraf SELÇUKLULAR oldu. Saldıran kuvvetlerin azlığına kanan imparator da karşı saldırıya geçti.
Türkler savaş planı uyarınca yavaş yavaş geri çekilmeye başladılar. ROMANOS DİOGENES, bu sahte çekilişin anlamını kavrayacak güçte bir asker olmadığından, ordusunu daha ileri saflara sürdü; bu hareket Bizans ordusunun sonu oldu. Nitekim çekilen ve pusuda bulunan Türk kuvvetleri Bizans ordusu üzerine yürüdü; imparatorun ordusu tam bir çember içine alındı. Yardımcısı, Bizans kuvvetlerine kumanda eden imparatorun üvey oğlu ANDRONİKOS, bozulan Bizans ordusuna yardım edeceği yerde kaçtı, Ermeniler de Bizans saflarını bırakarak dağıldılar. Savaşın aleyhine döndüğünü anlayan ROMANOS DİOGENES, akşam karanlık basıncaya kadar savaşa devam etti; Bizans ordusunun çoğu kılıçtan geçirildi; birçok Bizans generali esir edildi. Esirler arasında imparator da vardı. Ermeni ve Süryani kaynaklarına göre, ALPARSLAN esirine iyi davrandı. Ona, daha çok misafir muamelesi yaptı. Ertesi gün ROMANOS DİOGENES’İ huzuruna kabul etti. Sonra da “Barış teklifini neden kabul etmedin? Ben istemediğim halde savaşa sen talip oldun; bu kötülüğün sonuçlarını nasıl mazur görebilirim? Eğer zaferi sen kazansaydın bana ne yapardın? Diye sordu. Bunun üzerine imparator “Fena şeyler”, diye karşılık verdi. ALPARSLAN, “Gerçekten doğru söyledin; eğer bunun aksini söyleseydin, o zaman yalan söylemiş olurdun. Şimdi sana ne yapacağımı sanıyorsun?” Diye sordu.  İmparator şöyle karşılık verdi: “Ban şu üç şeyden birini yapabilirsin; birincisi öldürmek; ikincisi, ülkelerinde beni halka ibret için göstermek; üçüncüsü ise affetmek” dedi. Bunu üzerine ALPARSLAN, “Seni affetmek kararındayım; seni serbest bırakacak para miktarını söyle!” Dedi. İmparator: “Sultan istediği miktarı söylemelidir.” Dedikten sonra ALPARSLAN, “10 milyon altın” karşılığını verdi. İmparator, istenilen paranın çok olduğunu, bu parayı verecek güçte olmadığını bildirdi. ALPARSLAN ile ROMANOS DİOGENES arasında yapılan görüşmeler sonunda bir de barış antlaşması yapıldı. Buna göre; imparator, kurtuluş akçesi olarak bir buçuk milyon altın verecek; Bizans devleti her yıl Selçuklu devletine 360, 000 altın ödeyecek; Bizans’ın elinde bulunan bütün İslâm esirleri salıverilecek; Bizanslılar gerektiğinde Selçuklulara askeri yardımda bulunacak; imparator kızlarından birini sultana verecek; ANTAKYA, URFA, MEMBİÇ, MALAZGİRT şehir ve kasabaları Selçuklulara bırakılacaktı. MALAZGİRT Savaşı sonunda ANADOLU, devamlı göçlerle beslenerek bir Türk yurdu durumuna geldi. İslâm Dünyası muhtemel bir Hristiyan istilâsından kurtuldu. Bu suretle MALAZGİRT SAVAŞI, Türk tarihinde yeni bir devrin başlangıcı oldu.
Bu yazı, Sabah gazetesinin bir hediyesi olan MEYDAN LAROUSSE Cilt 13, Sayfa: 71, 72 den, ayrıca ÜLKEM VE ŞEHRİM TAKVİMİNDEN bir iki satır alınarak bizzat tarafımdan not alınmıştır. Emin DEĞİRMENCİ






Eğer MALAZGİRT MEYDAN MUHAREBESİNİ kazanmamış olsaydık; o zaman İSTANBUL’U bile alamızdık. Değil İSTANBUL, Türkiye, asla ve asla Türklerin yurdu olamazdı. Onun için bu savaşın ne kadar kıymetli olduğunu Türk Milletine ve Gençliğine anlatmamız gerekmektedir. Bu muharebeyi bir film şeridi şeklinde bütün İlköğretim Okullarımızda çocuklarımıza sesli ve görünümlü olarak ifade etmeliyiz. Ne mutlu MALAZGİRT’E sahip çıkana; ne mutlu o yüce Komutan ALPARSLAN’A, askerlerine ve komutanlarına Allah’tan sonsuz rahmet diliyorum.
Herkese sıhhat; huzur; neş’e dolu mutlu yarınlar temenni ediyorum.
Udi Emin Bey (Emin DEĞİRMENCİ)-
22 AĞUSTOS 2018-ÇARŞAMBA-ÇUKUROVA