30 Nisan 2019 Salı

ANNE DİYOR/2019.04.30/13:02:18-426

ANNE DİYOR/2019.04.30/13:02:18-426-ANNE DİYOR…
Gözlerim nemli; gözlerim buğulu
Sesleri arıyor, erişemiyorum
Ufukları tarıyor göremiyorum
Bir çocuk el sallıyor, uzatıyorum
Uzatıyorum elimi, tutmuyor…
Bir çocuk anne diyor…
Uzatıyorum elimi tutmuyor
Çığlık çığlığa anne diyor
Dizlerim tutmuyor varamıyorum…
Anne diyor, tut elimden bırakma beni
Gökler gürlüyor; bulutlar ağlıyor
Çocuk ağlıyor; çocuklar ağlıyor
Anne, anne diyor
Doğrulup ulaşmak istiyorum
Çocuk kayboluyor; çocuklar kayboluyor
Yalnız yakıcı sesi geliyor
Anne, anne, anne diyor…
Benal ÖZÇELİK
HÜZZÂM Şarkı
Usûlü: SOFYAN-4/8-Metronom: 126 Tempo
Beste târihi: 19 ARALIK 2017
Müzik: Erdoğan TOZOĞLU
MİDİ-1=KIZ NEYİ-PİYANO-KEMAN-KUDÜM
MİDİ-2=KIZ NEYİ-PİYANO-VİYOLONSEL-KUDÜM
Şarkıyı sesi ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ

Videoyu, ÇUKUROVA'NIN Sesi-Emin DEĞİRMENCİ-Udi Bestekar kanalında izleyebilirsiniz.




25 Nisan 2019 Perşembe

UZAK DURMAMIZ GEREKEN KÖTÜ HUYLAR:



UZAK DURMAMIZ GEREKEN KÖTÜ HUYLAR:

GÖZ ZİNÂ’SI:
Bu alışkanlık, nedense genellikle bütün insanlarda mevcuttur. Örneğin bir kadının bacağına bakarak “Amanın bu ne güzel bacak!” Diyerek söylenmek. Veya imrenmek. Bu hiç de iyi bir şey değildir. Bir de hepimizin istemeyerek yaptığımız İnternet'te çıplak bir kadın görünce, bundan tahrik olmak ve ona devamlı olarak bakmaktır. Şöyle bir bakıp geçmek bile göz ZİNÂ’SI sayılır. Fakat ne yazık ki İnternet ortamında en çok karşımıza çıkan çıplak kadın resimleridir. Bunlardan asla ölünceye kadar kurtuluş yoktur.

GERÇEK ZİNÂ:
Evli olduğu halde, eşine başka bir kadınla cinsel ilişkiye girmektir. Hatta evli olduğu halde, genel ev kadınıyla cinsel ilişkiye girmek ZİNÂ’IN en belirgin halidir. Meni-nizi asla ve asla başka bir kadına hediye etmeyiniz. Bunun asla ve asla ALLAH katında affı yoktur. Bundan kesinlikle emin olabilirsiniz.
Bir de şu var ki son zamanlarda MENİ ticareti yapılmaktadır. Bir mahalle var ki burada annesi ve babası belli olmayan çocuklar yetiştirilmektedir. Bunların sonu ne olacak bilinmiyor. Dünyada nedense yeni bir nesil mi yetiştiriliyor? Derhal ve en kısa zamanda bunun önüne geçilmelidir. Fakat ne yazık ki insanlar bunda tam olarak duyarsızlaşıyorlar. Demek ki bunun önüne geçmek artık kesinlikle imkânsızdır.
Fakat siz bir şahıs olarak sakın böyle bir şeye tenezzül etmeyiniz. Bırakın tenezzül etmeyi asla ve asla buna yaklaşmayın!

RİYÂ:
Yalandan gösteriş, samimiyetsizlik, ihlâssızlık, ikiyüzlülük, mürailik, insanlar tarafından beğenilmek suretiyle maddî, manevî menfaat sağlamak için göstermelik iyilik yapma ve iyi olma temâyülü mânâsına gelen bir kötü huydur. Ünlü İslâm ahlâkçısı İMAM GAZALİ, RİYÂYI “İnsanları, kendisinde iyilik özellikleri bulunduğunu göstermek suretiyle onların gönlünde SEVGİ ve SEMPATİ kazanma temâyülüdür.” Şeklinde tarif etmiştir.
İslâm dini, ibâdetin ve her türlü iyiliklerin sadece Allah rızası için yapılmasını emretmiş, hayırlı faaliyetlerin geçici dünya menfaatlerine, fâni imkân ve ikballere vasıta kılınması yasaklanmış (Kur’an-76/8-10); riyâ ile yapılan ibâdet ve hayırların, Allah katında makbul olmadığını bildirmiştir. (Kur’an-2/264; 4/38; 107/6). Bu sebepledir ki iman, ahlâk ve şahsiyet zayıflığının bir tazâhürüdür.  Hz. Peygamber-( S. A. S. ) tarafından “küçük şirk” diye tarif edilen riyâyı son derece kötü ve tehlikeli kabul etmişlerdir.  İslâm büyükleri, böyle bir duyguya kapılmaktan şiddetle kaçınmışlardır. Ve “riyâ olur!” endişesi ile nâfile ibadetleri, hayır ve hasenâtı, mümkün mertebe gizli yapmaya çalışmışlardır.
Riyâ, sadece ferdî bir kusur. Aynı zamanda içtimâî zararları da olan bir ahlâk problemidir. Çünkü riyâkârlar, umumiyetle, gerçek şahsiyetlerini gizleyen, âbid, faziletli, iyiliksever, hak-perest, saygılı ve dürüst görünmekle beraber ruhen ve kalben göründüklerinin aksi niyet, duygu ve düşünce taşıyan kimselerdir. Bu da hüviyetlerini, riyâ ile elde etmek istedikleri imkânlara ulaşınca gösterirler. O zaman __Kur’ân-ı Kerîm’deki ifadesi ile ”HASIMLARIN EN YAMANI” olurlar. -(K. 2/204).


YOLSUZLUK:
Kelime anlamları şudur: 1-Yol olmayış. 2- Yasa ve tüzük dışı hareket. 3-Kötüye kullanmadır. 4. Münasebetsizlik, münasebetsiz hâl. 5. Nizamsızlık, usule aykırı hareket. 6. Esnaf arasında işten men etme cezasıdır. Örneğin: Devlet memurusunuz, veznede iştigal ediyorsunuz. Devletin parasını gizli olarak alıp harcıyorsunuz. İşte buna ne denir? Bunu artık sizlere bırakıyorum. Daha da buna benzer binlerce çeşit yolsuzluklar vardır.

RÜŞVET:
Bir memura, haklı veya haksız bir iş gördürmek için verilen ücret ve hediyedir. Bunun adını nedense bu zamanda BAHŞİŞ koymuşlar. Elbette bahşiş de haramdır. Esasında emin olun Rüşvet ve bahşiş veren el; alan elden çok daha günahkârdır!

HIRSIZLIK:
Çalma, kendine ait olmayan bir şeyi habersizce alıp kendine mal etme teşebbüsüdür.
Mülkiyet temel insan haklarından olduğu ve meşru mülkün dokunulmazlığını kabul eden- ( Kur’an 2/188; 4/2. 29 ). İslâm dini, devletin veya herhangi bir ferdin malına tecavüzün bir yolu olan hırsızlığı kesin bir surette yasaklamış ve şiddetle cezalandırmayı emretmiştir.  ( Kur’an 5/38 ). Bu sebeple Müslümanlar arasında hırsızlık, ağır suçlardan ve en utanç verici ahlâksızlıklardan biri olarak kabul edilmiştir.

YALANCILIK:
Yalan söyleyen adamın hâl ve sıfatı, yalan söyleme. Emin olun bütün kötü huylar yalan söylemekle başlar. Bilhassa çocuklarımıza asla ve asla yalan söylemeyelim ki onlar da bize söylemesinler. Çocuğunuzun herhangi bir en küçük yalanını hissederseniz, derhal bunun önüne geçmeniz gerekmektedir. Eğer boş verirseniz; o zaman çocuğunuz bir nevi yalan makinesi olur.

İFTİRÂ:
Birine kasten ve aslı olmayan bir kabahat yakıştırma veya yükleme, bühtân: KİMSEYE İFTİRÂ ETMEMELİDİR. İftiraya uğramak.
Birine, asılsız olarak bir suçu yükleme, bir kusur isnâd etme,( BANA BÜHTÂN ETMİŞLER!- kara çalma, bühtân.
Yalanın her türlüsünü haram kılan İslâm dini, özellikle iftirayı, “ÇOK BÜYÜK BİR SUÇ” ( Kur’an 4/20 ) ve “MÜ’MİN KADIN VE ERKEKLERE EZİYET!” (Kur’an 33/58 ) kabul ederek kesinlikle yasaklamıştır.

GIYBET:
 Gıyâben: 1. Hazır ve mevcut yani göz önünde olmaksızın, meydanda olmadığı halde, gıyâbında: Size gıyaben sevgisi vardır. 2. (hukuk) Mahkemeye gelip duruşma olunmaksızın: Gıyâben aleyhinde karar verilmiş. Gıyâben hükmolunarak ilâmı yapılmış.
Birinin gıyabında, aleyhinde söz söyleme, çekiştirme, biri hakkında dedikodu yapma, yüzüne söylense memnun olmayacağı sözü gıyâbında konuşmadır.
Emin olun hiçbir kadın, namusunu başkaları için değil; sadece kendisi için taşır. Kimseyi kötülemeye hakkımız yoktur. Herkesin iyiliği de; kötülüğü de kendisine aittir.
Barış ve kardeşlik dini olan İslâm, Müslümanlar arasında huzursuzluğa yol açacak tutum ve davranışlardan biri olarak gıybeti kesinlikle yasaklamıştır. Bir Müslümanın aleyhinde konuşmayı, onun ölüsünün etini yemek kadar çirkin ve tiksindirici kabul etmiştir. Hiçbir kimsenin eşine; evine; çocuklarına; işine asla dil uzatılmamalıdır. ( Kur’an 49/12 ) Yalnız şahitlik sırasında söylenen sözler, zalimlik, ahlâksızlık ve terbiyesizliği alışkanlık edinmiş ve alenen kötülük yapmaktan çekinmeyenler hakkında söylenen sözler-belki utanıp kötülükten vazgeçeceği düşüncesi ile-haram sayılmamıştır. Burada ne büyük bir hoşgörü var değil mi?

ŞARAP ve İÇKİ:
Arapça karşılığı “HAMR” olan şarap, Kur’ân-ı Kerîm’de (-Kur’an. 5/90-) açıkça haram kılınmıştır. Kur’an-ı Kerîm’deki HAMR” kelimesinin, üzümden elde edilen şarabı ifade ettiğinde ittifak vardır. Sarhoşluk versin; vermesin, bunun az miktarda içilmesi dâhi haramdır. Bu kelimenin, diğer maddelerden özellikle hurmadan elde edilen şarabı da ihtiva ettiği, Arap diline ait bilgilere, hâdislere ve istidlal kaidelerine dayanılarak ileri sürülmüştür. Her ne şekilde olursa olsun, İslâm âlimleri, sarhoşluk maksadıyla içilen her türlü içkinin haram olduğunda birleşmektedirler.

NİFAK:
Birinci anlamı, Başkalarına Müslüman gibi görünüp de kâfir (inkâr eden) olma, münafık olma; EHL-İ NİFAK. 2. Münâfıklık, gammazlık; arayı açmak. 3. Bozuşukluk.

MÜNÂFIK:
Birinci anlamı, Nifak çıkaran, ikiyüzlülük edendir. 2. Peygamber’imizin zamanında Müslüman olmuş gibi görünüp sapıtkanlıkta devam edenler.
Kalbinde küfrü gizlediği halde Müslüman görünen kimse için bir ıstılah olarak kullanılan münafık kelimesi günlük hayatımızda da “İKİYÜZLÜ İNSAN” mânâsında geçmektedir. Kur’ân-ı Kerim’in birçok âyetinde zikri geçen ve kötülenen Münâfıklar, Allah’ın düşmanları olarak tanıtılmış ve âhirette onlara şiddetli azab ve Cehennem va’dedilmiştir. Bir âyette şöyle buyurulmuştur: “Şüphe yok ki münâfıklar Cehennem’in en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın!” ( Kur’an 4/145 )
Hâlis iman sahibi, samimi mü’minler yanında hemen her devirde, menfaatleri icabı veya muhtelif sebeplerle, zahiren inanmış görünen münâfıklar var olagelmişlerdir. Bunlar bu dünyada durumu idare ettikleri halde, Allah onların sahte örtülerini âhirette açacak ve gerçek yüzlerini gösterecektir. Münâfıklar hakkında hiçbir şefaatçinin şefaatinin kabul olunmayacağı ifade edilmektedir. Yukarıda mealini verdiğimiz âyeti takip eden 146. Âyette ise münafıklıktan tövbe edip vazgeçenlerin, bu tövbelerinin kabul olunabilmesi için üç vasıf zikredilmektedir. Bu vasıflar aynı zamanda samimiyetin şart ve alâmetleridir: 1. Yalnızca sözle yetinmeyip halini düzeltmek. 2. Allah’a ve onun Kitap ve Sünnette tecelli eden emir ve iradesine sımsıkı bağlanmak. 3. Dîni hayatını insanların rızası ve dünya menfaatleri için değil, yalnızca Allah rızası için yaşamaktır.

KÜFÜR:
Allah’ın varlığına, birliğine inanmamak ve Allah’ın, Peygamber vasıtasıyla bildirmiş olduğu iman esaslarından bir kısmını veya tamamını ret ve inkâr etmektir.
Birinci anlamı, Allah’a inanmama ve ortak koşma yahut yakışmayacak sıfatlar yakıştırma: Küfretmek, o söz küfürdür. 2. Dinsizlik, imansızlık, Arapçada ilhâd: Bir adamın küfrüne hükmetmek. 3. Müşriklik, putperestlik. Semâvî olmayan çok tanrılı dinler: Asya ile Afrika’nın birer büyük kısımları hâlâ küfr içinde bulunuyor. 4. Ekseriya küfür kelimeleri olan ağır, çirkin ve ayıp sözler. SINKAF-Küfretmek, küfür atmak= Kızdığı vakit kantarla küfür atıyor. Sinkef ediyor…

KİN:
Birinci anlamı, Gizli düşmanlık, garaz, kuyruk acısı: Kin bağlamak, kin tutmaktır. 2. İntikam, öç: Kin almaktır.
Hınç garaz, içten içe duyulan gizli ve öç almaya yönelik şiddetli düşmanlık duygusu mânâsına gelen ve İslâm ahlâkınca yasaklanmış olan kötü bir duygudur. Bundan uzak duralım.

KASEM-YEMİN:
Yemin, and; özellikle Allah’ın isim veya sıfatlarından biri ile yapılan yemindir.
Gerçekte tahmin ettiğinin aksine olmakla beraber bir kimsenin bir şey hakkında zannına göre yaptığı yemine “YEMİN-İ LAĞV” denir ki bir mesuliyeti gerektirmez (Kur’an 5/89 ) Geçmişteki bir iş veya olay hakkında hakikatin aksine olarak, bile bile yalan yere yapılan yemine “YEMİN-İ GAMÛS” denir. Gelecekte bir işi yapmak veya yapmamak hususunda yapılan yemine de “YEMİN-İ MUN’AKİD” denir.
Şer’an muteber yemin, ancak Allah’ın zât-ı, isimlerinden veya sıfatlarında biri üzerine yapılan yemindir.
İslâm dininde, bir zaruret olmadıkça ulu orta yemin etmek ve bunu bir alışkanlık haline getirmek hoş karşılanmamıştır. Yalan yere yemin eden kimse, hem yalan söylemenin; hem de kendi yalanına Allah’ın adını alet etmenin vebalini yüklenir.
Yemin-i mun’akid’den mazeretli veya mazeretsiz olarak dönen kimsenin keffâret olarak bir köle âzâd etmesi, bu yoksa 10 fakiri doyurması, giydirmesi, bu imkânı da yoksa üç gün oruç tutması gerekir. ( Kur’an 5/89 )

İTAATSİZLİK:
Emre uymama, söz dinlememe, boyun eğmeme, emredileni yerine getirmeyip, yasaklanan şeyleri yapmak ve dînî, ahlâkî ve hukûkî kanunlara uymamaktır. Serkeşlik. ( Kur’an 4/59 )

İSRAF:
Savurganlık, saçıp savurmak, harcamalarda aşırı gitmek; eldeki imkânları, dinin ve insaniyetin gerekli kıldığı yerler dışında kullanmaktır.
Her türlü maddî ve manevî imkânları Allah’ın insanlar üzerindeki birer emaneti kabul eden İslâm dini, bütün bunların yerli yerince ve gerektiği şekilde, gerektiği kadar kullanılmasını istemiştir. Özellikle mâli imkânların israf edilmesi yasaklanarak ( Kur’an 6/141; 7/31 ) bunun yerine yararlı işlerde kullanılması ve muhtaçların hizmetine verilmesi, pek çok âyet ve hadiste emredilmiştir.

İNKÂR:
İnanmama, reddetmedir. Sânî ile masnûun, Hâlik ile eşyanın arasındaki rabıtayı kesmek; Allah’ın varlığının gerekliliğini reddetmek demektir. İmanın zıddıdır.

İFFET:
Şehevî arzu ve ihtiraslara mağlup olmamaktan, ırz ve namusla ilgili kurallara saygıdan doğan ahlâkî bir fazilettir.
İslâm ahlâkçılarına göre iffet, nefsin şehvet gücünün ifrat ve tefritten uzak tutulması ve itidal noktasında bulundurulması ile ulaşılan bir fazilettir ve fezâil-i erbaa-dört temel fazîlettendir.

HIRS:
Tutku, aşırı istek, şiddetli arzu, açgözlülük, bir şeye aşırı düşkünlüktür.
İslâm dini, meşru olan dünyevi imkânların arzulanmasında bir sakınca görmemektedir. Bununla beraber, Allah’ı ve O’nun koymuş olduğu kaide ve kanunları unuturcasına mal ve mevkii hırsı gibi aşırı isteklere kapılmayı doğru bulmaz ( Kur’an 2/96 ) Buna karşılık, Peygamber’imiz ( S. A. S. ) hayırlı faaliyetler yapma isteğinin insanda bir tutku halini almasını tavsiye ederler.

HAYÂ:
Utanma, arlanma, sıkılma duygusudur. Allah ve insanlar katında kötü, çirkin ve ayıp sayılan bir işe teşebbüs halinde insanın hissettiği utanma duygusudur. Utanma duygusu olmayan insanlar nedense kötü huyları yapmaya çok elverişlidirler. Utanma duygusuna sahip olmayan sadece hayvanlardır. Hayvanlar bile gerektiğinde bazı şeyleri yapma dediğin zaman yapmıyorlar. Örneğin bir kedi bile pisliğini toprağa gömmeyi çok iyi biliyor. Ve uyguluyor.
Yaratılmışlar içinde sadece insana mahsus olan hayâ duygusu, birçok kötülüklerin en azından alenen işlenmesini önleyen, böylece sosyal hayatın düzeni için büyük önem taşıyan bir fazilettir. Bununla beraber İslâm nazarında asıl önemli ve değerli olan, sadece insanlardan utanmak değil, bundan da önce Allah’tan utanmaktır. Zira Allah’tan hayâ eden kimse, kötülükten her zaman uzak duracağı halde, yalnız insanlardan utanan kimse, dürüst ve ahlâklı görünmeye özenmekle beraber gizli gizli kötülük işleyebilir. Bu durum da insanı riyakârlığa götürür. Hayânın fazîlet sayılmasının temel şartı, Allah’tan utanmak olduğu içindir. Resûlullah Hazreti Muhammed (  S. A. S ), HAYÂNIN İMANDAN GELDİĞİNİ VE PEYGAMBERLERİN ÖZELLİKLERİNDEN OLDUĞUNU BELİRTMİŞTİR.

HASED (kıskançlık):
Birinin elde ettiği nimeti, işgal ettiği makamı kıskanmak, çekememek ve bu nimetin zevalini istemek gibi kötülüklere teşvik eden gayr-i ahlâkî bir huydur. Kur’an-ı Kerîm’de, hasetçinin hasedinden Allah’a sığınmamız öğütlenmiştir. ( Kur’an 113/5 ) Resûlullah da müminin kalbinde iman ile hasedin birleşemeyeceğini ateşin odunu yaktığı gibi hased duygusunun da iyilikleri yiyip bitireceğini belirtmiştir.

FÂSIK:
Mutlak mânâda günahkâr, yalancı gibi anlamlar ifâde eder. Terim olarak kelâm ve akaidde “Büyük günah işleyen” veya “küçük günahları devamlı surette işleyen” Müslümanlar için kullanılır. Amelin imandan bir cüz olmadığını, diğer ifade ile âmelin îmâna dâhil olmadığını kabul eden Ehl-i Sünnet mezhepleri Eş’ariyye ve Matürîdiyye’ye göre, büyük günahları işleyen bir Müslüman, îmânını kaybetmeyip, mü’min kaldığı sürece, İslâm dininin çerçevesinden çıkmış olmaz. O, “FÂSIK” bir mü’min’dir. Âmelin îmânın bir parçası olduğu görünüşünü taşıyan Mu’tezile ve Hâricîlere göre ise fâsık, büyük günah işlemek suretiyle İslâm çerçevesi dışına çıkmış olan kişidir. Ne var ki Hâricîlere göre doğrudan kâfir kabul edildiği halde, Mu’tezile’ye göre, dünyada ne mü’min; ne de kâfir durumunda olan fâsık, tövbe etmeden öldüğü takdirde âhirette kâfir muamelesi görür.

FÂSİD:
Aslında helâl ve sakıncasız olduğu halde, bir yasağa yakınlığı sebebiyle helâl olmaktan çıkan fiildir. Yani asıl itibariyle câiz olduğu halde özellik itibariyle câiz değildir. Bilinmeyen bir şeyi satmak, örnek olarak verilebilir. İbadetler konusunda fâsid ile bâtıl aynı hükümdedir.

Emin olun dünyanın kötü huyları dünya durdukça devam edecektir. Bu kötü huyların yegâne başlangıcı yalan söylemekle başlar. Onun için çocuklarımıza asla yalan söylememeyi sağlık vermeliyiz.

DÜNYANIN KÖTÜ HUYLARI

Değişme zamanın hoyrat elinde
Unutma ne olur güzel günleri
Mutluluk yalnızca senin elinde
Sürecek dünyanın kötü huyları

Vazgeçme, el çekme; sevgiden, aşktan,
Sevgisiz kalplerin, hamuru taştan
Umut et yeniden başla en baştan
Sürecek dünyanın kötü huyları

Kapılıp giderken hayat selinde
Can verip yeşert sen kuru dalları
Kaderin bile bak keyfi yerinde
Sürecek dünyanın kötü huyları

Yasemin MİRAHMETOĞLU
Not: Bu şarkıyı www.YouTube.com ZATÜL-BEYN-Emin DEĞİRMENCİ-Udi Bestekâr özel kanalımda izleyebilirsiniz.
Herkese sıhhat; huzur; neş’e dolu mutlu yarınlar temenni ederim.
Udi Emin Bey-21 NİSAN 2019-PAZAR-ÇUKUROVA


ZİNA-DAN UZAK DUR!



ZİNÂ’DAN ve PORNO’DAN UZAK DUR!

PORNO İZLEMEK KADINLARI NASIL ETKİLİYOR?
Yazan: ALEXANDRA JONES-BBC THREE 

Pornonun erkekler üzerindeki etkisi birçok araştırmaya konu oldu, ancak kadınları nasıl etkilediğiyle ilgili bilinenler çok az.

"İlk toplu seks sahnesini 12 yaşındayken izledim."
24 yaşındaki Neelam Tailor, ilk porno izleme deneyimini 12 yaşındayken yaşadı.
Tailor yalnız değil. 2016'da yapılan bir araştırmaya göre 11 ile 16 yaş arasındaki kızların yüzde 53'ü, İnternet ortamında cinsel içerikli görüntüler izliyor.

Bu orana rağmen pornonun kadınlar üzerindeki etkisi çok az biliniyor ve bu konuda detaylı bir bilimsel araştırma da yok.
Neelam için her şey, cinselliğe duyduğu basit bir merakla başladı.

Neelam'ın hikâyesi:
"Çok şaşırdım. Biliyorsunuz, çocukken romantik filmler izleriz, seksin nazik ve temiz olduğu, insanların birbirine âşık olduğu o filmlerden…" diye anlatırken Neelam'ın sesi kısılıyor.
11 yaşından 16 yaşına kadar neredeyse her gün porno izleyen Neelam, çocuk odasına çıkıp, duvarların arkadaşlarının fotoğraflarıyla dolu olduğu, kitapların ve not defterlerinin yerlere dağıldığı odasının kapısını kapatıp porno içerikli İnternet sitelerinde "10 dakikadan 1 saate kadar" zaman geçirdiğini anlatıyor.
"Ailemin hiç haberi olmadığını düşünüyorum" derken birden duraksayıp "Sanırım porno insanı duyarsızlaştırıyor. Ben kesinlikle çok daha fazlasını gördüğümde bile artık şaşırmadığım bir noktaya geldim. Gittikçe daha şiddet içerikli şeyleri izliyorsunuz ve diğer her şey çok normal gelmeye başlıyor" diyor.
"Sanırım ilk olarak sadece filmlerde gördüğüm şeyi merak edip daha fazlasını öğrenmek istedim. Belki libidom yüksekti, belki de sadece ergenlik çağına giriyordum, bilmiyorum ama bir noktada içinde çok fazla seks sahnesi olan popüler filmleri incelemeye başladım."
Zaman ilerledikçe daha açık cinsel sahneleri izlemeye başladığını da şu sözlerle anlatıyor:
"Pornoyu okulda duymuştum. Ama daha çok erkeklerin yapacağı bir şey olarak görülüyordu ve ben kız okuluna gidiyordum. Bu da benim merakımı iyice artırdı. Fakat aynı zamanda çok da utanıyordum. Çünkü normal kızların yapmayacağı, doğal olmayan bir şey yapıyor gibiydim."
İnternet ortamında ulaşılabilir olan videolar konusunda bilgisi arttıkça, bu konuda bir beğeni de geliştirmeye başladı:
"Kadınların itaat ettiği, belki seks yapmaya mecbur kaldığı, hatta zor kullanıldığı porno videoları aramaya başladım.
"Bazen de yaşlı adamlarla genç kızların videolarını arıyordum. Neden bilmiyorum, ama 13 gibi genç bir yaşta, gerçek cinsel tercihlerimin geliştiğine inanmıyorum, sanırım daha çok gördüğüm şeylerden etkileniyordum."

Sarah'nın hikâyesi:
Gerçek adını vermek istemeyen, Sarah olarak adlandırdığımız 25 yaşındaki bir başka kadın da benzer tecrübeler yaşadığını anlatıyor:
"13 ya da 14 yaşında porno izlemeye başladım, en az haftada iki kez izliyordum. Bir ihtiyacımı karşılıyormuş gibi hissediyordum.
"Ne kadar hızlı bir şekilde bu konudaki hassasiyetimi kaybettiğimi hatırlıyorum. 10 erkek ve bir kadın, acıyla kıvranan vücutların olduğu toplu seks görüntüleri, kadınlara tokat atılan ya da başka bir şekilde aşağılandığı videolar… Üstelik tüm bunlara hayatımda hiç seks yapmadığım bir zamanda, bundan daha önce ulaşabiliyordum.
"Hâlâ da izliyorum, tabii artık eskisi kadar çok değil. Ama sanırım 10 yıldan uzun süre porno videoları kullandıktan sonra, artık vibratör gibi daha üst düzey uyarıcılar olmadan kolay kolay orgazm olamıyorum."

Porno ve erkek beyni:
Erkeklerin aşırı porno kullanımıyla ilgili hem haberlerde hem de çeşitli bilim insanlarınca çok fazla şey yazıldı.
2016'da, cinsel içgüdü psikolojisi çalışan ve İngiltere devlet hastanelerinde görev yapan bilim insanı Angela Gregory, pornoya kolay erişimin, cinsel gücünü kaybettiği için tedavi olmaya gelen erkeklerin sayısındaki artışın sebebi olduğunu BBC'ye anlatmıştı.
Bir İngiliz eğitim kurumunun araştırması da, 2000'lerin başında cinsel gücünü kaybetme vak'aları için yüzde 2 ile 5 arasında değişen oranda porno sebep gösterilirken, evlere İnternet gelmesiyle birlikte bu oranın yüzde 30'a çıktığını ortaya koymuştu.
Pornonun etkisi sadece cinsel gücün devamında görülmüyor. Genç yaşta porno izleyen erkeklerin, erkek egemen davranış biçimlerini dayatan fikirlere daha yatkın olduğu, "kontrol erkeklerdeyken her şey daha güzel" anlayışının yerleştiği görülüyor.
Bil-işsel davranış TERAPİST-(sağaltımcı)- ve seks bağımlılığının tedavisi üzerine TERAPİSTLERE eğitim veren ilk programın kurucusu olan Doktor Thaddeus Birchard, "Toplumumuzda porno genellikle bir erkek meşgalesi ve kısmen nörolojiyi ilgilendiriyor. Kadınlar cinsel açıdan uyarıldığında beyne yüksek oranda oksitosin (süt üretilmesi ve rahim kasılmalarını sağlayan hormon) salgılanıyor. Bu, beynin besleme ve insanlarla bağ kurma kimyasalıdır" diyor ve erkeklerle karşılaştırıyor:
"Erkekler ise yüksek oranda vasopressin hormone salgılar, bu da beynin devamlılık ve odaklanma kimyasaldır.
"Bu, erkeklerin İnternet girip orada saatlerce kalabilmesinin sebeplerinden biri; o kadar odaklanıyorlar ki çevrelerindeki diğer her şey adeta yok oluyor."
Birchard'a göre pornonun erkeklere daha cazip gelmesinin sebebi "çoğu kadının insan bedenine o kadar fazla ilgi duymaması."

Pornonun kadın beynine etkisi üzerine kimler çalışıyor?
11 ile 16 yaş arası porno izlemeye başlayan kız ve erkeklerin yüzde 94'ü, ilk porno videosunu 14 yaşında izledi.
En fazla izlenen porno sitelerinden birinin kullanıcı verilerine göre, kadınlar erkeklere göre daha az porno izliyor. Bu sebeple bu makale için araştırmaya başladığımda pornonun kadınlar üzerindeki etkisiyle ilgili daha az bilgi bulabileceğimi düşünmüştüm. Ama neredeyse hiçbir şey bulamayacağımı da tahmin etmiyordum.
Ben (beyaz ve heteroseksüel olduğum için) ayrıcalıklı bir konumdayım ama yine de kendi deneyimimi yansıtan bir araştırmaya rastlamadım.
Ben de, benim gibi popüler porno sitelerini kullanan diğer insanlara ulaşıp bunun onlar üzerinde bir etkisi olup olmadığını bulmaya çalıştım.
BBC Three için 18 ile 25 yaş arasındaki 1000 kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, kadınların yüzde 47'si son bir ay içinde porno izledi. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 14'ü, bir noktada pornoya bağımlı olabileceğini düşünüyor.
Yine de, araştırmayı yaptığım haftalar ve aylar boyunca uzmanlar bana aynı yanıtı verdi: "Kadınlar pornoyu zorunlu bir dürtüyle izlemiyor. Böyle yapanlar da bundan çok etkilenmiyor."
Ancak konuştuğum kadınlar bana farklı hikâyeler anlattı.

Pornonun kadınlar üzerindeki etkisi - Kadınlar ne diyor?
Neelam 16 yaşındayken, üzerindeki bıraktığı fiziksel etki sebebiyle porno izlemeyi bıraktı:
"İlk kez bir erkek arkadaşım olmuştu ve gerçek bir cinsel ilişki sırasında bir istek duymadığımı fark ettim. Bence porno tamamen anormal bir dürtü, özellikle de bilgisayarınızda aynı anda 10 farklı video açıkken. Hangi gerçek insan bunu yapabilir ki?
"Porno izlerken yaşadığım fiziksel deneyimle, gerçekten cinsel ilişkiye girerken yaşadığım şeyi karşılaştırdığımda gerçekten korktum. 'Cinsel ilişkiye girmeden önce istek duyabilmek için tuvalete saklanıp bir süre porno izlemek zorunda mı kalacağım?' diye kendime sordum."
O noktadan sonra porno izlemeyi bırakan Neelam, "Hemen izlemeyi bıraktığım ve bir daha hiç istemediğim için 'bağımlıydım' diyebileceğimi sanmıyorum." diyor.
Gerçek ismi yerine Hannah ismini kullanmak isteyen 28 yaşındaki bir kadın da, çok fazla porno izlemenin hassasiyeti azalttığını kabul ediyor. Ancak bu ihtiyacının ortaya çıkması Hannah'nın işine yaramış:
"Ben lezbiyenim. Henüz 8 ya da 9 yaşındayken kadınlardan etkilendiğimi biliyordum aslında ama ilk lezbiyen seks sahnesini izleyene kadar 'evet, tamam, şimdi emin oldum' dememiştim."
Hannah, bunun kendisini çok iyi hissettirdiğini söylüyor ve "12 yaşındaydım ve ilk kez cinsel istek duymaya başlamıştım" diye ekliyor:
"Cinselliğini başka bir kadınla birlikte yaşayabileceğini görmek harika bir şeydi. İşte bu sebeple porno olumlu bir etki yapabilir. Çünkü kendin gibi kimseyi görmediğinde ya da kendi yaşadığın şeyleri yaşayan birinin olduğunu bilmezsen, kendini dışlanmış hissedebilirsin."
Buna rağmen lezbiyen pornosu Hannah'da bir hayal kırıklığı da yaratmış:
"Popüler İnternet sitelerindeki çoğu lezbiyen pornosu aslında heteroseksüel erkeklerin fantezisi, onlar iki kadının nasıl seks yapması gerektiğini düşünüyorsa öyle çekiliyor. Bu da benim gibi insanları takıntı haline getiriyor.
"Öyle ki, porno bizi, lezbiyen kadınları nefretin hedefi haline getiriyor. Bazen barlarda erkekler AGRESİFLEŞİYOR-(saldırganlaşıyor)-, kız arkadaşımla beni sevişirken izlemek istediğini söylüyor. Hatta bazen heteroseksüel kadınlar bile bizi duyguları ve kendi istekleri olan bir kadın olarak değil, kendileri için bir deneyim olarak görüyor."

Porno, cinsel pratikler ve utanç:
Jinekolog ve Cinsel İçgüdü Psikolojisi Enstitüsü sözcüsü Doktor Leila Frodsham, "20 yıldır insanları tedavi ediyorum, hiç 'pornoyla sorunu olduğunu' söyleyen bir kadına denk gelmedim" diyor:
"Birkaç araştırma var. Araştırmalardan birinde sadece 48 kişiyle konuşmuşlar ve kadınların cinsel olarak uyarılmasının erkeklerden hiçbir farkı olmadığı ortaya çıkmış.
"Diğerinde Orta Doğu'daki 200 kadına sormuşlar. Kadınların cinsel birleşme sıklığı açısından bir fark yok. Ancak cinsel istek ve libido arasında farklar var, bu kadınlar bunu "seksten sıkılmak" olarak adlandırıyor."
Frodsham'a göre porno, cinsel pratiklerde değişiklik yaratabiliyor. Öyle ki, çalıştığı bölgedeki insanların yüzlerinde ve gözlerinde cinsel yolla bulaşan ENFEKSİYONLARIN-(bulaşma)- ortaya çıkma oranının arttığını, bunun da porno izleme oranının artmasıyla bağlantılı olduğunu söylüyor:
"20 yıl önce böyle vak'aları çok az görürdük. Şimdi ise artışta, bunun sebebi de erkeklerin spermlerini kadınların yüzlerine boşaltması.
Erkeklerin, cinsel sorunlarının çoğunun pornoyla ilgili olduğunu söylerken; kadınlarda bu konuya hiç değinilmemesi çok ilginçtir. Oysaki hepsi erken yaştan itibaren pornoya maruz kalıyor.
"Bu konuda çok fazla araştırma olduğunu sanmıyorum, yeterince araştırmanın olmadığı bir ortamda da şunu düşünmek zorundayız: Kadınlar fiziksel ve ruhsal sorunlar yaşadığında doktorlarına bunu anlatmıyor mu?
"Bu konular hakkında konuşmaya utandıkları için mi bu böyle? Yoksa gerçekten hiçbir sorun yaşamıyorlar mı?"

Erica'nın hikâyesi:
36 yaşındaki Amerikalı yazar Erica Garza, geç saatte televizyonda "hafif porno" izlemeye başladığında 12 yaşındaydı. (Yıl 1994'tü ve İnternet henüz yeni doğuyordu)
"Omurga eğriliğim vardı ve sırtıma destek koyarak okula gidiyordum. Arkadaşlarım dalga geçiyordu ve kendimi dışlanmış hissediyordum, pornografi ve kendi kendimi tatmin yöntemiyle bundan kaçıp kendimi iyi hissetmenin yolunu buldum."
Neelam'da olduğu gibi, Erica da derinlerde yatan bir utanma duygusuyla bu işi gizlilik içinde yapıyordu:
"Bunun tam olarak nereden çıktığını bilmiyorum ama aklıma gelen birkaç şey var. Katolik bir kız okuluna gidiyordum ve seks, sadece birbirini seven bir kadın ve erkek arasında, sadece üremek için yapılan bir şey olarak anlatılıyordu."
Erica yetiştirilirken de cinsel birleşmenin eş-cinsellikle ya da biseksüellikle ilgisi olmadığı algısı vardı. Ancak o her zaman biseksüel (hem kendi cinsine, hem karşı cinse ilgi duyma) olduğunu biliyordu:
"Benim hissettiğim şeylerin hiç anılmaması, bana kendimi kötü hissettiriyordu. Bu sebeple bana hep cinsel arzu yaşamanın 'doğru' yolu oymuş gibi geliyordu.
"Aynı zamanda kadın olmak da -ki bir kadın çoğunlukla onlarda neyin cinsel arzu uyandırdığı konusunda konuşmaz çünkü konuşursa 'sürtük' ya da daha fena isimler takılır- bu isteklerimizden utanma sürecinin bir parçası, bu sebeple zorunlu alışkanlıklar geliştiriyoruz."
Erica her gün porno izlemiyordu, yine de bunun hayatına ve ilişkilerine etkisi büyük oldu:
"Ne zaman gerilsem ya da endişeli hissetsem, pornoya döndüm. Bu da beni başka türlü aktivitelerden uzaklaştırıyordu. Kendimi toplumdan dışlamaya, kötü hissetmeye başladım, bir sorunum olduğunu düşünüyorum ve içime kapanıyordum."
2014'te Salon dergisine yazdığı bir yazıda, seks bağımlılığından kurtulmak için tedavi olmaya karar verdiğini anlatıyordu. Yazıda şöyle diyordu:
"Çoğunlukla toplu seks videoları iyi bir kaçış oluyordu ancak artık değil. Araştırmaya, daha çok zevk alacağım sonsuz video galerini açmaya devam ettim, birinden tam anlamıyla etkilenmeyi bekliyordum. En sonunda bulmuştum. Vücudumu titreten, kalbimin büyük bir hızla çarpmasını sağlayan, heyecandan terler döktüren bir heyecan yaşadım. 1990'ların sonunda kalma eski bir videoydu ama harikaydı. 500'den fazla erkek vardı.
"Bir kez, sonra iki, sonra üç kez bu videoyu kullandım, sonra da ileride yeniden kullanmak için kaydettim. Bilgisayarımı kapatıp kaldırdığımda, her zaman yaşadığım orgazm sonrası hissiyatı yaşamıyordum. Midem bulanıyordu, suçlu hissediyordum. Sanki her şeyin farkına varmıştım."
Bu tecrübe Erica'da çok farklı etkiler yarattı. "Bu durum, değişik cinsel senaryolara ilgimin artmasına yol açtı, başka türlü bunlar aklıma bile gelmezdi.
"Örneğin yatakta birinin bana sert davranması, küçük düşürücü konuşması… Aynı zamanda erkeklerin kadınlardan çok daha yaşlı olduğu birçok porno videosu izledim, nihayetinde erkeklerden AGRESİF-saldırgan- davranışlar beklemeye ve bunu arzu etmeye başladım.
"Bir şey daha vardı; nasıl bir vücudum olması gerektiğini de düşünmeye başlamıştım. Vücudumdaki tüm tüyleri temizlemeye başladım, çünkü ekranda gördüğüm şey buydu.

Porno, cinsel hayatınızdaki beklentileri değiştiriyor mu?
Neelam, yıllar geçtikçe pornonun cinsel arzuları üzerinde ne kadar etkili olduğunu da düşünmeye başladı:
"Yavaş yavaş, farklı kadınlara porno videolarda nasıl davranıldığını gördükçe, kadın bir birey olmaktansa insanların istek duyduğu, takıntı yaptığı bir 'şey' olduğum fikrini içselleştirdim.
"Aynı zamanda tanık olduğum güç dinamiklerini kendi hayatımda uygulamaya çalıştım. Yıllarca genç kızlarla yaşlı erkekleri izledikten sonra, 17, 18 ve 19 yaşındayken yaşı çok daha büyük adamlarla çıkmaya başladım. Bu bir tesadüf müydü, bilmiyorum. Hangisinin asıl sebep olduğunu hiçbir zaman bilemeyeceğim; acaba bu zaten benim cinsellikten beklentim miydi, yoksa porno mu buna sebep oldu?"
Bu, konuştuğum birçok kadının kendisine sorduğu bir soru.
Ben de hep merak etmişimdir. Örneğin daha gençken, cinsel ilişki sırasında hep pasif olmam gerektiğini düşünüyordum, çünkü seks 'bana' yapılması gereken bir şeydi.
Edilgenlik her zaman içimde var mıydı yoksa bunu porno görüntülerden mi öğrendim?

Kimse, hele de genç kızlar cinsel eğitimini pornodan almamalıdır:
2010'da, 300 porno görüntüsü üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, porno videoların yüzde 88'i fiziksel şiddet içeriyor.
Aynı araştırma, şiddet uygulayanın neredeyse tamamının erkek, hedeflerin kadın olduğunu ve kadınların bu zorlayıcı şiddeti doğal karşılayıp zevk almaya başladığını gösteriyor.
Benzer çalışmalar, şiddet içerikli pornonun erkekler üzerindeki etkisini bulamazken, bir sonuca ulaştığını iddia edenler de porno tüketimiyle şiddetin arasındaki bağın çok az olduğunu söylüyor.
Aynı şeyin kadınlar üzerindeki etkisiyle ilgili ise çok daha az veri var.
Neelam, "Ne olursa olsun, bence okullar çocuklara cinsellik eğitimi verme konusunda daha aktif olmalı" diyor:
"Bence okullarda cinsellik ve porno hâlâ bir tabu gibi görülüyor, ancak eğer okul bunu yapmazsa, çocukları eğiten porno oluyor. Hiç kimsenin, özellikle genç bir kızın, cinsel eğitimlerini pornodan almaması gerektiğine inanıyorum."
Bazı kadınlar ise pornoyu cinsel isteklerini tatmin etmek için, gerilim ve TRAVMADAN-sarsıntı- kaçış için kullanıyor.
Yazar Jessica Valentish kendi bağımlılığıyla ilgili anılarını yazdı. Pornoyu karşısına çıkan zorluklarla baş etme yöntemi olarak ve geçmişteki acı tecrübelerini deşip çıkarmak için nasıl kullandığını anlattı.
Doktor Birchard'ın dediği gibi, "Pornoyu bu şekilde, dürtüsel olarak kullananlar için, aslında bunun seksle ilgisi yok. Yönetilemeyen zorlukları uyuşturmakla ilgili… Bu aşırı kaygı, gerilim, depresyon olabilir. Yalnızlık olabilir.
"Erkekte de kadında da, eğer cinsel davranışlar dürtüsel ve zorunlu bir hâl aldıysa, bu durumda bu kaçışla ilgilidir."
Yakında İngiltere'de yürürlüğe girecek olan 18 yaş altı porno izleme yasağı, çocukların sert porno görüntülerine ulaşabilmesinden kaynaklanan sorunlarla başa çıkmayı hedefliyor.
"Porno yasağı" olarak adlandırılan yasak doğrultusunda, kullanıcılar resmi bir belgeyi (örneğin pasaport numarasını) vermek ya da gazete bayilerinden yaşlarını kanıtlayan bir kart almak zorunda kalacaklar.
Şimdiye kadar bu girişimin ne zaman hayata geçeceğiyle ilgili bir açıklama gelmedi.
Hükümet sözcüsü BBC Three'ye, "Bu tüm dünyada ilk kez olan, çocuklarımızı İnternet'te ulaşılması fazlasıyla kolay olan yetişkinlere yönelik içerikten korumak için atılan bir adım. Hükümet ve düzenleyici İngiliz Film Sınıflandırma Kurulu, bunu en doğru şekilde yapmak için zaman harcıyor, başlama tarihini yakında duyuracağız" dedi.

'Suçsuz' porno:
Erica, "Porno izlemenin yanlış bir tarafı yok. Şarap gibi, bazıları bir bardak içer ve bırakır. Bazıları ise bütün şişeyi bitirir" diyor.
Erica da konuyla ilgili deneyimlerini kitaplaştırdı. Yazdığı kitap, dünyanın birçok yerinden kendisi gibi kadınların Erica'ya ulaşmasını sağladı.
"Sanırım üzerine gitmemiz gereken şey, hissettiğimiz utanç duygusu. Bu duygu, kadınların kendi deneyimleri içinde sıkışıp kalmasına sebep oluyor. Benimkine benzer şeyler yaşamış pek fazla kadınla karşılaşmamıştım. Sanırım bu sebeple yazdıklarım hızla yayıldı, zira bu konu hakkında kimse açıkça konuşmuyor.
"Gelin görün ki hikâyemi yazıp her şeyi ortaya döktüğümde, Singapur'da 14 yaşındaki bir kızdan tutun da orta batı Amerika'daki 45 yaşında bir kadına kadar birçok kadın bana ulaştı. Onlar da benzer şeyler söylüyordu, kontrolü kaybettiklerini, İnternet'teki bu şeyleri en uygun şekilde nasıl kullanabileceklerini öğrenmeleri gerektiğini anlatıyorlardı.
"O zaman fark ettim ki bu konuda kadınlar ve erkekler pek de bir fark yok. Tek büyük fark kadınların bu konu hakkında konuşmamasıdır."
Örneğin Neelam, kendisiyle ilgili net bir sonuca varmış:
"Birkaç yıl önce yeniden porno izlemeyi denedim, nasıl tepki vereceğimi merak ettim. Hiç zevk almadım, benim için porno artık bitti."
Hannah zaman zaman porno izlemeye devam ediyor ancak videolar konusunda çok seçici:
"Popüler porno sitelerinde temsil edilmediğimi düşünüyorum, bu sebeple daha küçük, etik yapımcıları bulmaya çalışıyorum, böyleleri de var. Bazen de çiftlerin evde kendi çektikleri videolara bakıyorum. Daha gerçekçi olduğu zaman bana daha çok zevk veriyor.
"Kimseyi izlediği porno çeşidi üzerinden yargılamam, ancak yine de bence her türlü cinsel eğilimi temsil eden içerikler üretmeye çalışmalıyız.
"Ben beyaz ve fiziksel olarak çok güçlü bir lezbiyenim, Ama popüler porno sitelerinde benim gibi görünen ya da davranan kimseyi göremiyorum. Daha MARJİNAL-son birim-uçta- grupların ne hissettiğini düşününce dehşete kapılıyorum."
Ben de Erica'ya katılıyorum, porno izlemek yanlış bir şey değil.
Ancak uzun zamandır birçok kadınla bu konudaki deneyimlerini konuşurken fark ettim ki; daha farklı vücutlar ve çiftler arasında gerçek bir yakınlık da göreceğimiz şekilde daha çeşitli içeriklere ihtiyacımız var.
Yani zevkli, pozitif yönlerimi ortaya çıkaran, cinselliği daha eğlenceli hale getiren pornoya, ne kadar zor olabilir ki?

İnternet DERGİ - Porno zararlı mı?
 Sayesinde, pornografi artık daha kolay erişilir ve daha çok tüketilen bir hale geldi. Peki, pornografi insanın davranışlarını, ilişkilerini ve arzularını nasıl etkiliyor?

Dünyanın farklı bölgelerinde insanlar farklı diller konuşur, farklı yemekler yer, hatta çok farklı duygular yaşarken, milyonlarca insan açısından evrensel olan davranışlardan biri porno izlemektir.
Bu kadar fazla tüketilmesine rağmen porno toplumsal bir hastalık olarak görülür. Hatta Utah'taki politikacılar pornoyu kamu sağlığına tehdit olarak görüyor.
İnternet ve hızlı bağlantı sayesinde porno son yıllarda dönüşüm geçirdi. Örneğin, Newcastle Üniversitesinden araştırmacılara göre, sanal gerçeklik porno izleyicisini uzaktaki bir birey olmaktan çıkarıp ana kahraman haline getirdi.
Uzmanlar bu durumun gerçek ile fantezi arasındaki çizgiyi belirsiz kılma, ilişkileri yıpratma ve zararlı davranışları teşvik etme riskine karşı uyarıda bulunuyor.
Peki, pornonun insanları ne şekilde etkilediğine dair ne tür veriler var?
Bu, araştırması zor bir konudur. Zira kişilerin porno alışkanlıklarını olduğu gibi yansıtması veya doğal olmayan bir laboratuvar ortamında sergilemesi zor görülüyor.
Buna rağmen bu konudaki araştırmaları derleyerek şu sonuçlara varıldığını söyleyebiliriz:

Cinsel şiddet:
Porno ile ilgili en önemli sorunlardan biri, tecavüz ve cinsel şiddet eylemlerini teşvik, normalleştirme veya tetiklemeye neden olup olmadığıdır.
Bu bağlantı uzun süredir araştırılıyor. Örneğin, 1970'lerde Kopenhag Üniversitesinde kriminoloji profesörü Berl Kutchinsky Danimarka, İsveç ve Almanya'daki cinsel suçların ölçümünü yaptı. 60'ların sonu ile 70'lerin başlarında porno bu ülkelerde yasallaşmıştı. Pornonun suç olmaktan çıkarılması ile cinsel suçlar arasında bir bağlantı bulamadı. Tersine bu dönemde tecavüz ve çocuk tacizi de dâhil olmak üzere bazı cinsel suçlarda azalma olduğu görüldü.
1995'te ise bu konuda yapılan 24 araştırmanın sonuçları incelenerek 4000 kişiyi kapsayacak şekilde porno izleme ile tecavüz ve cinsel saldırı konusundaki düşünce arasında bir bağ olup olmadığına bakıldı.
"İlk görüşmelerinde erkeğin evine giden kadın sekse hazırdır" türünden "tecavüz mitleri"ni porno izleyenler daha fazla doğru buluyor. Fakat bu deney içeren araştırmalarda böyleydi. Katılımcıların beyanatına dayalı araştırmalarda herhangi bir bağlantı bulunmamıştı.
Fakat son yıllarda porno daha fazla şiddet içermekle suçlanıyor. Bu konuda yapılan bir belgeselde, eski bir porno yıldızı, 1990'larda pornonun "yatakta sevişme" sahneleri içerdiğini söylerken, 2010'da incelenen 300 porno sahnesinin yüzde 88'inde fiziksel saldırı ögelerine rastlanıyordu. Bunu yapanların çoğu erkek, saldırıya maruz kalanlar ise kadındı ve bu sahnelerde saldırıya ya zevk alıyor gibi ya da hiçbir şey olmamış gibi tepki veriyordu.
2009'da 80 araştırmayı gözden geçiren başka bir incelemede ise porno izlemekle şiddet arasındaki nedense bağlantı zayıf bulundu. Bu tür bulgular ayrıca medya ve politikacılar tarafından da abartılıyordu. "Pornografinin cinsel saldırı içeren davranışların artmasına neden olduğu yönündeki tezlerden vazgeçmenin zamanı geldi" sonucuna varıyordu rapor.
California Üniversitesi'nden Neil Malamuth porno ile cinsel şiddeti inceleyen birçok araştırma yaptı. Hali hazırda cinsel saldırganlığı olan erkeklerin fazla miktarda cinsel bakımdan saldırı içeren pornografi tüketmesi halinde cinsel saldırı eyleminde bulunma ihtimalinin arttığı görüldü.
Fakat Malamuth cinsel saldırının nedenini pornoya bağlamıyordu. Porno tüketimini alkol tüketimine benzeterek kendi içinde bir tehlike taşımadığına, ama tıpkı onun gibi, farklı risk faktörleri taşıyan kişiler için tehlikeli olabileceğine dikkat çekiyordu.

Beyin ve beden:
2014'te yapılan bir araştırma, porno izlemenin beyinde zevk ile bağlantılı bölgenin küçülmesine neden olabileceğine ortaya koymuştu. Berlin'deki Max Planck Enstitüsünden araştırmacılar, pornografi izlerken 60 erkeğin beynini inceleyip porno izleme alışkanlıkları hakkında soru sordu.
Fazla porno izleyen erkeklerin beyninde, ödül sistemini oluşturan striatum bölgesinin küçülmüş olduğu ve etkisini hissetmek için daha aşırı içerikli porno tüketme ihtiyacı duydukları görüldü.
Ayrıca ereksiyon sorunu genellikle porno izleme nedeniyle duyarlılık yitirilmesine bağlanıyor. Ancak bunu teyit edecek yeterli araştırma yok. Laboratuvarda porno izletildiğinde, genelde porno izleyen erkeklerin daha kolay erekte olduklarını ifade ettikleri görüldü.

İlişkiye etkisi:
"Bir arkadaşım, kız arkadaşının porno yıldızları gibi giyinmesini ve onlar gibi davranmasını istiyor. Pornoya erişim çok kolay. Erkek öğrenciler sınıfta, otobüste telefonlarında porno izliyor."
İngiltere'de 17 yaşındaki bir erkeğe ait bu ifadeler, okullardaki cinsel taciz ve cinsel saldırı konusunda hazırlanan resmi bir raporda yer alıyor.
Pornonun özellikle genç çiftler arasındaki ilişkiyi olumsuz etkilediği yönünde iddialar olmakla birlikte, araştırmalar yetişkinler üzerinde yoğunlaşıyor ve çelişkili sonuçlar ortaya koyuyor.
1989'da yaptığı bir araştırmada Douglas Kenrick, porno izlemenin erkeklerde PARTNERLERİNE-ortak arkadaşlarına-karşı ilgi azalmasına neden olduğunu söylüyordu.

Bu araştırmanın psikoloji alanında büyük bir etkisi olduğunu belirten doktora öğrencisi Rhonda Balzarini'nin geçen yıl 150 heteroseksüel kadın ile 400 heteroseksüel erkek üzerinde yaptığı araştırmalar bu inancın doğru olmadığını ortaya koydu.
Fakat Balzarini 1989'da var olan porno miktarı ve içeriğinin şimdikinden farklı olması nedeniyle farklı sonuçlara varmanın mümkün olabileceğini kabul ediyor.
Bu yıl Mayıs ayında yayınlanan başka bir araştırmada ise porno izlemeye başlamanın boşanma öncesi bir belirti olabileceği belirtiliyordu. Ayda iki-üç kez porno izlediğini söyleyen Amerikalı erkeklerde ayrılma ihtimali daha yüksek çıkmıştı. Fakat bu araştırmanın, porno izlemeye başlamanın boşanma nedeni mi yoksa mutsuz bir ilişkinin göstergesi mi olduğunu belirlemesi zordu. Ama daha önemlisi, bu araştırmada ayrıca, her gün porno izleyenlerin hiç izlemeyenlere kıyasla boşanma ihtimalinin daha az olduğu görüldü.

Cinsel yaşam:
Porno genellikle çiftlerin cinsel hayatını olumsuz etkileyen bir unsur olarak görülür. Burada izlenen pornonun türü etkili olabilir. Araştırmalar, daha fazla porno izleyen erkeklerin cinsel yaşamlarından daha az memnun olduklarını gösteriyor. Kadınlar açısından ise tersi doğru.
Uzmanlar bunu kadınların pornoyu tek başına değil, PARTNERLERİ-ortak arkadaşları ile izlemelerine bağlıyor. Erkekler ise yalnız izlediklerinde iki tarafın rızasına dayalı seks içeren pornoyu daha az tercih ediyor.
Başka bir araştırmada ise PARTNERLERİ-ortak arkadaşları- ile porno izleyenlerin, tek başına izleyenlere kıyasla kendilerini ilişkilerinde cinsel bakımdan daha tatminkâr ve daha adanmış hissettikleri görüldü.

Bağımlılık:
Pornonun olumsuz etkileri konusunda liste başında sıralanan şeylerden biri de bağımlılıktır.
Cambridge Üniversitesinde yapılan bir araştırmada porno bağımlılığı uyuşturucu bağımlılığına benzetilmişti. Zira her ikisi de beyindeki aynı üç bölgeyi tetikliyordu.
Yapılan deneylerde, uyuşturucu bağımlılarına uyuşturucu gösterildiğinde beyinde aktif hale gelen alanlar, seks bağımlılarına porno gösterildiğinde de aktifleşiyor, bunlar normal insanlara kıyasla daha fazla cinsel arzu duyuyordu.
Tıpkı uyuşturucu bağımlıları gibi onlar da bu bağımlılığı zevk aldıkları için değil, istedikleri için sürdürüyordu.
Fakat araştırmacılar bunun pornonun bağımlılık yaptığı anlamına gelmeyeceğini belirtiyor.
İngiltere'deki Ulusal Sağlık Hizmetleri seks bağımlılığını uyuşturucu bağımlılığına benzetiyor. Kontrol dışı porno alışkanlığı seks bağımlılığı olarak görülüyor. Ama porno seks bağımlılığının bir bileşeni olsa da kendisinin böyle bir bağımlılık yarattığı henüz kanıtlanmış değil.

Cinsel davranışlar:
Pornonun insanları seks konusunda daha rahat ve açık fikirli yaptığı belirtiliyor. Ama bir araştırmada pornonun insanları fazlasıyla rahat davranmaya ittiği de görüldü.
Homoseksüel erkeklerle yapılan bir deneyde, izledikleri pornoda prezervatif kullanılıp kullanılmamasına bağlı olarak korunma tercihlerinin değiştiği görüldü.
Ayrıca porno izlemek geçici ve rastgele seks yapma konusunda da yedi kat artışa neden olabiliyor. Ancak bunun daha çok mutsuz insanlar için geçerli olduğu söyleniyor.
2002-04 yılları arasında yapılan bir araştırmada, porno izleyenlerin daha fazla cinsel PARTNERE-ortak arkadaşlara- sahip olduğu ve paralı seks ihtimalinin daha yüksek olduğu sonucuna varıldı.
Ancak diğer araştırmalarda olduğu gibi, bu tür davranışlara pornonun mu neden olduğu, yoksa zaten var olan farklı nedenlere mi dayandığı açıklık kazanmış değil.

Kadına karşı tutum:
Porno genellikle cinsiyetçi davranışlara ve gerçekçi olmayan cinsel beklentilere neden olmakla suçlanıyor. Bu konudaki araştırmalar çelişkili sonuçlar veriyor.
Kopenhag ve California Üniversitelerinden araştırmacılar 200 yetişkinle yaptıkları deneyde, porno tüketimlerini ve beş temel kişilik özelliğinden biri olan uyumluluk derecesini inceledi.
Denekler laboratuvarda porno izledikten sonra, fazla porno tüketiminin kadınlara karşı olumsuz tutumlara neden olduğu görüldü. Ama bu sadece kişilik özelliği olarak uyumluluk ve yumuşak başlılık derecesi düşük olan erkekler için geçerliydi.

SONUÇ?
Porno izlemek hem birey hem de toplum açısından birçok sorunla ilişkilendiriliyor. Ama bu konudaki araştırmalarda çelişkili sonuçlara varılıyor; pornoyu olumsuzlayan her bir araştırmanın ardından bir başkasının akladığı görülüyor.
Araştırma yöntemleri ve incelenen grubun büyüklüğü bakımından sınırlılıklar olduğundan bu konudaki veriler de farklı çıkabiliyor.
Pornonun giderek yaygınlaşması nedeniyle riskler artar mı? Şimdiden bir şey söylemek zordur.
Porno konusunda yapılan araştırmalarda neden-sonuç ilişkisi bakımından sorun yaşanıyor. Mutsuz ilişki yaşayan, beyinlerindeki ödül merkezleri küçük olan veya seks bağımlısı olan insanlarda porno cinsel saldırganlık eğilimine neden mi oluyor yoksa bu insanlar porno izlemeye daha mı yatkın? Bunları kesin bir şekilde araştırıp sonuç çıkarmak zor.
Ama kesin sonuçlara varılıncaya kadar bu konudaki veriler, pornonun olumsuz etkide bulunması onu izleyen kişiye bağlı olduğunu gösteriyor.

Bu haberin İngilizce aslını BBC Future sayfasında okuyabilirsiniz.