Porno hala internetin itici
gücü mü?
Tim
Harford Sunucu, Modern Ekonomiyi Oluşturan 50 Şey
programı
7 Haziran 2019
Kuklaların
oynatıldığı Brodway müzikali "Avenue Q'nun (Q Bulvarı) açılış sahnesinde
şöyle bir diyalog vardı:
Kate Monster: "İnternet
gerçekten, gerçekten harika."
Trekkie Monster: "Porno
için!"
Kate Monster: "Hızlı bir
bağlantım var, dolayısıyla beklemem gerekmedi."
Trekkie Monster: "Porno
için!"
Masum anaokulu öğretmeni Kate
Monster, internetin alışveriş ve doğum günü tebrikleri yollamaktaki
kullanışlılığını övüyordu.
Bu arada suratsız komşusu Trekkie
Monster ise, insanların internete biraz daha mahrem faaliyetler için değer
verdiğinde ısrar ediyordu.
Peki, Trekkie Monster haklı mıydı?
Bir nevi... Ama aslında pek de değil.
Güvenilir görünen istatistiklere
göre, İnternet-te yapılan her yedi aramadan biri porno için. Bu tabii ki önemsiz
değil ama aynı zamanda, her yedi aramadan altısının da pornoyla ilgili
olmadığını gösteriyor.
En çok ziyaret edilen porno sitesi
Pornhub, aşağı yukarı Netflix ve Linkedin kadar popüler. Ama yine de dünyanın
en çok tıklanan 28'inci sitesi.
Ama Avenue Q müzikali ilk olarak
2003'te sahnelenmişti, yani İnternet teknolojisi anlamında çok eski çağda ve
Trekkie Monster'ın söylediği o dönem için doğru olabilir.
Yeni teknolojiler genelde pahalı ve
güvenilmez olur. İlk kullanıcılardan oluşan özel bir pazar bulmak zorundadırlar
ve bu kitlenin yaptığı harcama, teknolojinin gelişmesine yardımcı olur.
Daha ucuz ve güvenilir hale
geldiğinde ise daha büyük bir pazar oluşur ve daha geniş alanlarda kullanılır.
Pornografinin, internetin ve bir
dizi başka teknolojinin gelişiminde bu rolü oynadığını savunan bir teori var.
Sanatın doğduğu ilk günden bu yana
seks hep işlenen bir konu oldu. Tarih öncesi mağara resimlerinde, kalçalar,
göğüsler, vajinalar ve komik sayılabilecek kadar büyük penisler çizildi.
İlişkiye giren çiftlerin heykelleri
en az 11 bin yıl öncesine Judea'nın çobanlarına kadar gidiyor.
4 bin yıl önce, Mezopotamyalı bir
sanatçı, ortak arkadaşla cinsel ilişkiye girdikleri sırada bira içen bir
kadının kabartma heykelini yaptı.
Birkaç bin yıl sonra, Peru'nun
kuzeyindeki Moche'de cinsel ilişki gösteren seramikler yapıldı. Hindistan'daki
Kama Sutra'nın tarihi de aşağı yukarı aynı.
Ama bu sanatlarda ve el işlerinde erotizmin kullanılması, bu tekniklerin
arkasındaki itici güç olduğu anlamına gelmiyor. Böyle düşünmek için bir neden
yok.
Gutenberg'in matbaasını düşünün. Belki iç kabartıcı kitaplar da basılmıştır
ama basılı kitapların başlıca pazarı dindarlardı.
Teoriyi biraz daha destekleyebilecek bir başka teknoloji, 19. yüzyılda
ortaya çıkan fotoğraf olabilir.
Paris'teki öncü fotoğraf stüdyoları, sözde "sanat çalışmalarıyla"
büyük iş yapmışlardı.
Müşteriler, teknolojinin masraflarını karşılamaya istekliydi. Bir dönem,
erotik bir fotoğraf satın almak, bir seks işçisiyle birlikte olmaktan daha
pahalıydı.
"Pornografi" kelimesi Yunanca "yazmak" ve
"fahişe" kelimelerinin birleşimidir.
Sanatsal ifade araçlarında diğer büyük buluş film, yani hareketli resimler
geldiğinde, bu kelime günümüzdeki anlamını almıştı.
Ama gayet açık nedenlerle, film endüstrisinin ardındaki itici güç porno
olmadı.
Film yapmak pahalıydı ve masrafları çıkartmak için filmlerinizi kalabalık
kitlelere göstermek zorundaydınız. Bu da halka açık gösterimler anlamına
geliyordu.
Birçok kişi, kendi evlerinin mahremiyeti içinde porno resimlere bakabilmek
için para ödüyor olsa da, kamuya açık bir sinemada yetişkinlere özel bir film
izlemek herkesin kabul edebileceği bir şey değildi.
Bir çözüm 1960'lı yıllarda, "dikizleme kabinleriyle" bulundu.
Bozuk para atarak kişiye özel gösterim makinenizi çalıştırabiliyordunuz.
Bir kabin, haftada birkaç bin dolarlık hasılat yapabiliyordu.
Ancak asıl mahremiyet, videokaset çalarların (VCR) geliştirilmesiyle
sağlandı.
Yazar Pathchen Barss, "Erotic Engine - Erotic Motor" adlı
kitabında, VCR ile birlikte pornonun "ekonomik ve teknolojik bir güç"
olarak ortaya çıktığını savunuyor.
Başlarda VCR'ları satmak zordu. Pahalılardı ve birbiriyle uyumsuz iki
formatta VHS ve Betamax olarak piyasaya sürüldüler.
Yakında işe yaramaz bir hale gelebilecek bir cihaza kim ciddi miktarda para
yatırmak isterdi ki? Evlerinde gerçekten yetişkinlere has filmler izlemek
isteyenler tabii ki.
1970'lerin sonunda satılan videokasetlerin çoğunluğu pornoydu.
Birkaç yıl içinde, teknolojinin fiyatı aile filmleri izlemek isteyenler
için de makul bir hale geldi ve piyasa genişledikçe, pornonun pazar payı
küçüldü.
Aynı hikâye kablolu televizyon ve evet, İnternet için de geçerli olabilir.
Yaşı müsait okuyucular, çevirmeli modemle internete girildiği ve şimdi bir
anda indirilen dosyaların açılmasını beklerken, telefon faturası için
endişelendiğimiz günleri hatırlar.
Sıradan bir insanı bu kadar sabırlı olmaya iten isteklendirme ne olabilir
ki? Evet, doğru tahmin ettiniz.
1990'lı yıllarda yapılan araştırmaya göre, paylaşılan her altı resimden
biri pornografikti.
Birkaç yıl sonra, İnternet'teki sohbet odalarıyla ilgili yapılan araştırma
da benzer oranda faaliyetin cinsellikle bağlantılı olduğunu ortaya koydu.
Yani, o günlerde Trekkie Monster'ın analizi çok da yanlış değildi.
Ve Kate'e söylediği gibi, daha hızlı bağlantılar, daha iyi modemler ve daha
yüksek bant aralığı taleplerinin itici güçlerinden biri pornoya olan iştahtı.
Bu iştah, başka alanlarda da buluşları beraberinde getirdi. İnternet'teki porno tedarikçileri, dosya sıkıştırma ve kullanıcı dostu ödeme sistemleri gibi İnternet teknolojilerinin öncüleriydi.
Tüm bu buluşlar çok daha geniş alanlarda kullanıldı ve İnternet genişledikçe, büyüdükçe daha az porno ve daha fazla başka şeye ev sahipliği
yapar hale geldi.
Bugünlerde İnternet, profesyonel pornocuların yaşamını zorlaştırıyor.
İnternet'te bedavayken, gazete aboneliği ya da bir müzik videosunu satmak ne
kadar zorsa, Pornhub gibi siteler bedava sunarken porno satmak da aynı derecede
zorlu.
Bu bedava pornonun çoğu korsan ve yasa-dışı yollarla yüklenen içeriği
kaldırtmak öyle kolay değil.
Şimdi ortaya çıkan bir başka faaliyetse porno yıldızı Casey Calvert'in
yaptığı gibi, parasını ödemeye hazır olan müşterilere "kişiye özel"
pornolar çekmek.
Ama tabi, içerik üreticileri için kötü olan şey, reklam ve Premium üyelikle
para kazanan platformlar için iyi.
Porno sektöründeki büyük oyuncu, şu anda Pornhub ve ilk 10'daki diğer porno
sitesinden yedisine sahip olan Mindgeek adlı şirket.
Vancouver Üniversitesi'nden "Dollars ve Sex: How economics influences
sex and love - Dolarlar ve Seks: Ekonomi seks ve aşkı nasıl etkiliyor"
adlı kitabın yazarı Profesör Marina Adshade, şirketin piyasaya böylesine hâkim
olmasının bir sorun olduğu görüşünde:
"Tek bir alıcı olması, yapımcıların filmlerinin fiyatlarını düşürmek
zorunda kalmasına yol açtı. Bu durum sadece pornocuların kârını etkilemiyor,
porno oyuncularının çalışma biçimlerini de değiştirdi. Şimdi oyuncular daha
önce reddedebilecekleri şeyleri, daha da düşük bir fiyata yapmaları için daha
büyük bir baskı altında kalıyor."
Avenue Q'da Trekkie Monster bütün gün İnternet'te porno siteleri gezmekten
başka bir şey yapmıyor ve dolayısıyla, bir multi milyoner olduğunu
açıkladığında, diğer karakterler çok şaşırıyor.
Açıklaması ise "Çalkantılı bir pazarda, tek istikrarlı yatırım...
Porno!"
Ve bir kez daha Trekkie Monster neredeyse haklı, ama tam da değil.
Pornoda para olduğu kesin.
Ama bu parayı kazanmanın en iyi yolu, bunu mümkün kılan teknolojilere
yatırım yapmak.
Geçmişte bu Paris'teki fotoğraf stüdyoları, VCR veya yüksek hızlı modem
üreten şirketlerdi, bugün ise Mindgeek'in size özel içerik öneren
algoritmaları.
Ve Trekkie Monster gelecekteki şarkısında ne diyecek? Belki de
"Robotlar porno içindir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder