30 Mart 2022 Çarşamba

EN YAKIN DOSTUM SENSİN/2022.03.26/19:09:50-618


UŞŞAK İlâhi-Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Udî-Usûlü: SOFYAN-4/4- Beste Târihi: 17.06.2020-Çarşamba-ÇUKUROVA EFENDİM!- En yakın dostum sensin/Ey benim Yüce RABBİM Daima kalbimdesin/Korursun Yüce RABBİM Huzurumu sağlarsın/Hayatıma bağlarsın Sen içimde çağlarsın/Nurumsun Yüce RABBİM İnancım sonsuz sana/İlmini sundun bana Râzıyım haktan yana/Rahmansın Yüce RABBİM Sen olmasan biterim/Bir kuş olur yiterim Duman gibi tüterim/Kerimsin Yüce RABBİM Bereketler sunarsın/Eksilir onarırsın Gönüllere konarsın/Meliksin Yüce RABBİM Her canlıyı korursun/Gözlerimin nurusun Şerefinsin onursun/Hâkimsin Yüce RABBİM Günahlardan arındır/İmanınla barındır Cennetinle sarındır/Rezzak’sın Yüce ALLAH Hayır, şer senden gelir/Ol denince de olur Elbet kullar da bilir/Rahimsin Yüce RABBİM Dert ve derman da sende/Bütün ferman da sende Şükrederim her demde/Şükür ya RESÛL ALLAH Nurdâne UZUN İlâhiyi sesi ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ







YAŞAMA ZEVK KATAN/2022.03.21/19:18:33-898


NİHÂVEND Şarkı-Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Udî-Usûlü: SOFYAN-4/4- Beste Târihi: 03.02.2020-Pazartesi-ÇUKUROVA- HUZUR- Yaşama zevk katan; ömrü uzatan Dünyanın en güzel yoludur huzur Huzurla yükselir istersek vatan Yeşeren sevginin dalıdır huzur Huzur, çürükleri çevirir aşa Huzur, yoksa aşlar dönermiş taşa Mutluluk var ise; gönlünce yaşa Dertlerin ilâcıdır, balıdır huzur Huzurla bayırdan inilir düze Huzurla dönüşür alevler köze Huzur varsa gerek duyulmaz söze Çevrenin en güzel gülüdür huzur Huzursuz bir ortam pustur, dumandır Huzuru olmayan, derdi yamandır Hayata tat katan güzel zamandır Yaşamın ayağı, elidir huzur Solan umutlara mutluluk katan Yürekte daima sevgiyle atan Umuttur yeşerten; güneştir batan Şafağın en güzel yelidir huzur Nurdâne UZUN Şarkıyı sesi ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ







ÇİÇEK SEVGİYLE AÇAR/2022.03.23/14:02:57-296


NİHÂVEND Şarkı-Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Udî-Usûlü: SOFYAN-4/4- Beste Tarihi: 21.06.2020-Pazar-ÇUKUROVA- ÇİÇEK SEVGİYLE AÇAR- Çiçek sevgiyle açar Kuşlar sevgiyle uçar Yürek küserse dertten Kim gelip kapı açar? Koymayın gönlü naçar Gönüle sevgi gerek İnsana övgü gerek Biraz da ilgi gerek Kötüden herkes kaçar Koymayın gönlü naçar Sevgiye kucak açın Neş’e mutluluk saçın Kötüden daim kaçın Başına dertler açar Koymayın gönlü naçar Sevgi kalbin ilâcı Olalım hep duacı Yenilmez hiçbir acı Sanmayın acı uçar Koyar damağı naçar Nurdâne UZUN-(20.05.2020/14.28) Şarkıyı sesi ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ







28 Mart 2022 Pazartesi

DİLİMDEKİ MİNNETİME/2022.03.20/20:09:22-887


MUHAYYERKÜRDÎ Şarkı-Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Udî-Usûlü: SOFYAN-4/4- Şiirin yazım târihi: 25.10.2020/16.33-Beste Târihi: 30.12.2020-Çarşamba-ÇUKUROVA-HOŞ GELDİN!-Dilimdeki minnetime bakma sen/Gönlümdeki cennetime HOŞ GELDİN!/Su olup da sakın boşa akma sen/Kalbimdeki cennetime HOŞ GELDİN!/Sevdâ ile açtın cennet kapımı/Sevgi ile ördün gönül yapımı/Hislerinle çözdün umut ipini/Kalbimdeki cennetime HOŞ GELDİN!/ Sakın ola o cenneti unutma/Başkasıyla aç gönlünü avutma/Yüreğinde o sevgiyi soğutma/Kalbimdeki cennetime HOŞ GELDİN!/Nurdâne UZUN-Şarkıyı sesi ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ-







27 Mart 2022 Pazar

DUYGULARA SET ÇEKMEYİN/2022.03.25/20:00:08-743


HİCAZ Şarkı-Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Udî-Usûlü: SOFYAN-4/4- Beste Tarihi: 21.06.2020-Pazar-ÇUKUROVA- DUYGULARA SET ÇEKMEYİN- Duygulara set çekmeyin Bırak sular gibi aksın Gönül yapın can yakmayın Bırak gözler ışık çaksın Susuz bir gül erken solar Mutlu canlar daim güler Seven kalpler umut dolar Bırak gözler aşkla çaksın Kuşlar gökte mutlu uçar Dal umutla çiçek açar Neş’e verir huzur saçar Bırak sözler alev çaksın Güneş daim gündüz doğar Dolan hava yağmur yağar Dünyayı karanlık boğar Bırakın şavk ışık çaksın Gül dört mevsim hep açmalı Kuşlar dalda hep uçmalı Dostlar kapılar açmalı Bırak hayat mutlu aksın Mutsuz hayat çekilmiyor Kalbe sevgi ekilmiyor Suyla ateş yakılmıyor Bırak gözler ışık çaksın Nurdâne UZUN Şarkıyı sesi ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ






19 Mart 2022 Cumartesi

YÜREĞİM PATİSKA/2022.03.19/18:39:21-405


KÜRDÎLİHİCAZKÂR Şarkı-Müzik: Emin DEĞİRMENCİ-Söz: Nurdâne UZUN-Udî-Usûlü: SOFYAN- Beste Târihi: 21.06.2020-Pazar-ÇUKUROVA SEVDÂM Yüreğim patiska sevgin bir iğne İplik, iplik kalbe işledim sevdâm Aşkın gömlek ettim diktirdim düğme Giyindim üstüme düşledim sevdâm Aşkın bir öd oldu içimi yakar Baktığım yol sonu yokuşa çıkar Umutsuz bekleyiş gönlümü yıkar Sanma ki bu aşka sevindim sevdâm Sanmıştım bu aşkı yaşarım farklı Nereden bakarsam gam, keder yüklü Güzel duygularım kaldılar saklı Sanma ki bu aşka övündüm sevdâm Bülbül hasret kaldı yandıkça güle Yüreğim hep yandı dönüştü küle Gözlerimin yaşı karıştı sele Hasretinden ne çok dövündüm sevdâm Nurdâne UZUN Şarkıyı sesi ve uduyla seslendiren: Emin DEĞİRMENCİ







17 Mart 2022 Perşembe

ÇANAKKALE SAVAŞI-1915-2022-Yıl Dönümüdür

 

Çanakkale Zaferi tarihi şanlı tarihteki büyük zaferin önemini öğrenmek isteyen kişiler tarafından sıklıkla araştırılıyor. Çanakkale Zaferi’nin önemi topyekûn mücadele veren bir milletin kazandığı zaferlerden biri olarak anılıyor. Peki, Çanakkale Zaferi ne zaman, önemi ne?

Büyük bir komutanlık örneğinin ve millet olarak canı pahasına verilen mücadelenin zaferle taçlandığı Çanakkale’de düşman orduları Çanakkale’yi geçemedi. Böylelikle tarihe kazınan “Çanakkale geçilmez” sözü ortaya çıktı. İşte kısaca o büyük zafere giden yol ve videolu görüntüler…

ÇANAKKALE ZAFERİ NE ZAMAN, KAÇINCI YILI?

18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü her yıl 18 Mart’ta kutlanmaya devam ediyor. 2022 yılı büyük zaferin 107. yıldönümü olacak.

ÇANAKKALE ZAFERİ ÖNEMİ NEDİR?

Her şey 1914'de Saray Bosna'da atılan bir kurşunla başladı. Bir süre sonra Osmanlı da Almanya'nın yanında savaşa girdi. Dünya 4 yıl boyunca kan, ateş ve gözyaşı içinde kaldı. Milyonlarca insan hayatını kaybetti. İtilaf devletlerinin donanması Çanakkale açıklarına demir attı. Amaçları belliydi. Çanakkale'yi aşarak başkent İstanbul ve İstanbul Boğazı'nı kontrol altına almak istiyorlardı. Böylece Rusya'ya yardım etmek daha kolay olacaktı. Ancak işler planlandığı gibi yürümedi.

Başlangıçta önem verilmeyen bir operasyon 1. Dünya Savaşı'nın en önemli ve kanlı cephelerinden birine dönüştü. Dünyanın en güçlü, en gelişmiş silahlarıyla donatılmış savaş gemileri 1 ay boyunca tabyaları top ateşine tuttu. Mayın gemileri boğazda yol açtı. Gelibolu sahillerine her gün binlerce mermi yağdı. Ancak karşılarında güçlü bir direnç vardı.

Nusret Mayın Gemisi sisli ve yağmurlu bir gecede Erenköy Koyu'na doğru yol alıyordu. Burası itilaf devletlerine ait gemilerin kullandığı ve top mevzilerinin dışında kalan bir yoldu. Elde kalan 26 mayın kıyıya paralel olarak 100 metre arayla buraya döşendi. Birleşik donanmanın ikmal için dönen Ocean, Bouvet ve Irrettable gemileri bu mayınlara çarparak patlamaya başladı. Üç gemi, inflexible, Golva ve Suffen de patlamalarda ağır yara aldı. Nusret Mayın Gemisi, boğaz muhaberesinin sonucunu değiştirdi.

Fakat vazgeçmediler. Osmanlı Sahil Topçularını ele geçirmek için kara harekâtı yapmaya karar verdiler. 5 ayrı noktadan Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yapıldı. Sekiz ay şiddetli çatışmalar oldu. Kumkale, Beşika, Bolayır, Seddülbahir, Arıburnu, Conkbayırı, Kabatepe, Anafartalar’daki kanlı çatışmalarda kazanan hep Türk Ordusu’ydu. 19. Tümen Komutanı Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal, o tarihi, "Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelecek" sözünü işte burada söyledi. Çanakkale geçilemedi.

Türk askeri tarihinin en büyük zaferlerinden biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin bu yıl 107. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağız.

Mücadele yalnızca Türk tarihinin değil bütün dünya tarihinin akışını etkileyecek derecedeydi. Bu cephede alınan galibiyet dünya ülkelerinin güç dengelerini değiştirmiş ve yüce Türk milletinin belirleyici ve yönlendirici gücünü bir kere daha gözler önüne sermiştir.

 

Çanakkale Cephesi'nin Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılık Kurtuluş Savaşı'nın meşalesini de ateşlemiştir. Çanakkale, Türk ulusunun bağımsızlık ve hürriyet söz konusu olduğunda ne denli kararlı ve kahraman olduğunu sonsuza dek anımsatacak bir "Anıt cephe"  Çünkü Türk ordusu üstün muharebe taktiklerini, silah gücü bakımından çok üstün bir güce karşı ustalıkla kullanmıştır. Bununla beraber dünya harp tarihi, Çanakkale'de Türk askerinin insancıllığını savaş alanlarında bile yitirmediğine, düşmanına dahi merhamet gösterebildiğine şahit olmuştur.

Her siperde ayrı bir destan başlatan askerlerimiz, düşmana karşı verdiği mukaddes mücadeleyi zaferle sonuçlandırdığında, dünya tarihinin zirve sayfalarına da "Çanakkale Geçilemez!" ilkesini bir daha silinmemek üzere yazdırmıştır.

ÇANAKKALE ŞİİRİ-Mehmet Akif ERSOY

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?

En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,

-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!

Nerde -gösterdiği vahşetle- "bu: bir Avrupalı! "

Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!

Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,

Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi,  mahşer. (1)

Yedi iklîmi cihânın duruyor karşına da, (2)

Ostralya'yla berâber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;

Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.

Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...

Hani, tâ'ûna da züldür bu rezîl istîlâ!

Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl,

Ne kadar gözdesi mevcûd ise, hakkıyle sefîl,

Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...

Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.

Sonra mel'undaki tahrîbe müvekkel esbâb,

Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

 

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;

O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,

Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,

Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermîler...

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat îman?

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?

Çünkü te'sis-i İlâhî o metîn istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,

Beşerin azmini tevkîf edemez sun'-i beşer;

Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;

"O benim sun'-i bedî'im, onu çiğnetme" dedi.

Âsım'ın nesli diyordum ya... Nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,

Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, (3)

Bir hilâl uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...

Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...

Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.

"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;

Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,

Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, (4)

Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;

Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,

Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile âvîzeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.

Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn'i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...

Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;

Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât,

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...

 

Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,

Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

(1) İlk baskılarda: kum gibi, mahşer mi, hakîkat mahşer.

(2) İlk baskılarda: duruyor karşında,

(3) İlk baskıda: Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

(4) İlk baskılarda: Ebr-i nîsânı açık...

Mehmet Akif Ersoy